Esas No: 2021/10415
Karar No: 2022/5245
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/10415 Esas 2022/5245 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet suçundan yargılanmıştır. Yerel mahkeme, sanığı suçlu bulmuş ve adli para cezasına çarptırmış, ancak aracın müsaderesine yer olmadığına karar vermiştir. Ancak, Hazine vekili suçta kullanılan nakil vasıtası hakkındaki iade kararına itiraz etmiştir. Yargıtay Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak dosyanın incelenmesi gerektiğine karar vermiştir. Daire, suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin farklı kanun maddelerine göre yargılanması gerektiğini belirtmiş ve suçun zincirleme biçimde kaçakçılık suçu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Kararda ayrıca, sanık lehine yapılan düzenlemeler ve etkin pişmanlık uygulamasının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Katılan ... İdaresi'nin davaya katılan olarak kabul edilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve müsadere kararının yanlış uygulanması nedeniyle de hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3/18, 3/5, 3/10, 3/22, 5/2, ve 13/1 maddeleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, aracın müsaderesine yer olmadığına, iade
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Katılan ... İdaresi adına Hazine vekilinin suçta kullanılan nakil vasıtası hakkındaki iade kararına ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre, katılan ... İdaresi adına Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün araç müsaderesiyle ilgili kısmının ONANMASINA,
II-Katılan ... İdaresi adına Hazine vekili ve sanığın mahkumiyet hükmüne yönelik temyizine göre yapılan incelemede;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18-son maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 02.04.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 22.04.2014 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında, aynı gün incelenen Dairemizin 2021/7723 Esas sırasında kayıtlı olan ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/187 Esas, 2015/297 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 14.04.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 17.04.2014 olduğu,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/337560 Tebliğname numarası ile iade edilen ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/422 Esas ve 2016/545 Karar sayılı dosyası halen derdest olup iade üzerine ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/1057 esasına kaydedildiği, suç tarihinin 10.04.2014, iddianame tarihinin 25.06.2014 olduğu,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/233903 Tebliğname numarası ile iade edilen ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/107 Esas ve 2016/131 Karar sayılı dosyası halen derdest olup iade üzerine ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/308 esasına kaydedildiği, bu dosyanın da hukuki ve fiili irtibat sebebiyle aynı Mahkemenin 2016/104 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, suç tarihinin 03.04.2014, iddianame tarihinin 25.02.2015 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, derdest ise dosyaların birleştirilmesi, kesinleşmiş ise dosyaların aslının veya onaylı bir örneğinin bu dosya arasına alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4-Doğrudan verilen adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında TCK'nun 52/2. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 52. maddesine atıf yapılmak suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
5-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6-Suça konu kaçak eşyaların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde TCK'nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi,
7-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ... Kurumu'nun davaya katılan olarak kabul edilip, lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.