Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3498 Esas 2022/1602 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 27 ada 13 parsel sayılı 3508 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, irsen itikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 720/726 pay ile ..., 13/726'şar paylarla ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacılar, miras yoluyla gelen hakka dayanark dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 27 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, dosya içerisinde bulunan veraset ilamındaki payları oranında ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 22.09.2003 tarihinde tapuya tescil edilmiş, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın kök muristen intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş, bu karar 22.09.2003 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir. Ancak, davalı ...'ya dava dilekçesi tebliğ edilmemiş, davalı ... ise, duruşmaya gelerek "... Mahallesi, ... Sokak, No:49 ..." adresinde ikamet ettiğini bildirdiği halde gerekçeli karar bu adrese tebliğ edilmemiştir. 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 10. maddesinde tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı hükme bağlandığına ve davalının bilinen en son adresine tebligat yapılmadığı anlaşıldığına göre, anılan kişi için yapılan tebligat geçersizdir. Öte yandan yargılama sırasında ölü olan tespit maliki ...'nın mirasçıları tespit edilerek davaya dahil edilmediklerinden dosyada taraf teşkilinin sağlandığından bahsedilemez.
Her ne kadar Mahkemece taraf teşkili sağlanmaksızın yargılama yapılıp sonuçlandırılmış, mahkeme ilamını 22.09.2003 tarihinde kesinleştirerek tutanak ve eklerini tescil için tapuya devretmiş ise de; taraf teşkili sağlanmaksızın ve gerekçeli karar da usulüne uygun tebliğ edilmeksizin yapılan kesinleştirme şerhi ve dosyanın tapuya devri hukuken geçerlilik taşımamaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece tespit malikleri ölü ... ... ve ... mirasçıları tespit edilerek mirasçılarının davaya dahil etmesi için davacıya süre verilmeli, dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilerek taraf teşkili sağlanmalı, yine adı geçenlerin davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler gözardı edilerek usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'nın temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.