11. Ceza Dairesi 2017/1916 E. , 2020/4488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
A-Hükmün açıklandığı 06.11.2014 tarihli duruşmada, sanığın Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu, duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar da alınmadan, sanığın duruşmaları kendiliğinden takip etme olanağı bulunmadığı dikkate alınarak, sanığın 5271 sayılı CMK"nin 193. maddesinin 1. fıkrası ile 196. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, son oturumda bizzat hazır bulundurulması sağlanıp, yüzüne karşı hüküm verilmesi gerektiği gözetilmeden, yokluğunda yargılamaya devam edilip hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
B-Sanık hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; UYAP kayıtları üzerinde yapılan incelemede; sanığın aynı mükellefiyeti nedeniyle 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/1085 E. 2012/1426 K. sayılı dosyasında yapılan yargılamada 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu ve hükmün 24.10.2012 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; mükerrer yargılama yapılmaması ve fiillerin zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi açısından; söz konusu dosyanın ve varsa aynı mükellefiyet ve aynı yıllara ilişkin diğer dava dosyalarının da duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, birleştirme mümkün değilse bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması, mükerrer dava açılıp açılmadığının veya sanığın fiillerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
C-Sanığın savunmasında özetle; her ne kadar resmiyette şirket müdürü olarak görünse de şirket işleri ile fiilen akrabası olan ... ve ...’nin ilgilendiğini, kendisinden vekaletname alarak şirketi bu şahısların birlikte kurduklarını söylemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından;
1- Sanık tarafından sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden, bu mükelleflerin veya sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilip dosya içine konulması,
2- Faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığın veya ... ve ... isimli kişilerin eli ürünü olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3-Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve diğer kişilere ait olmadığının belirlenmesi halinde;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı veya sanığın savunmasında adı geçen şahısları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın veya bu şahısların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4- Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.