16. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/793 Karar No: 2013/568 Karar Tarihi: 04.02.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/793 Esas 2013/568 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2013/793 E. , 2013/568 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 147 parsel sayılı 1040 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Hazinenin, taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi istemi ile yaptığı başvuru üzerine Kadastro Müdürlüğü"nün 14.07.2010 tarihli kararı ile taşınmazın tapu kaydının hükmen oluşması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi gereğince yüzölçümünün düzeltilemeyeceği, ancak hatanın mahkeme kararı ile düzeltilebileceğine karar verilmiştir. Hazine, taşınmazın gerçek yüzölçümünün 71040 metrekare iken yanlışlıkla “7” rakamı yazılmayarak 1040 metrekare olarak tescil edildiği iddiasıyla yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; hakkında tutanak düzenlenen 147 sayılı parselin yüzölçümünün alan hatası nedeniyle kadastro tespitinde 71040 metrekare olarak hesaplanan yüzölçümünün tapu siciline sevhen 1040 metrekare olarak tescil edilmesinden kaynaklanmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre ihtilaf 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Zira taşınmazın kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, tersimat ve hesaplamadan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltilmesi 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesine göre re"sen veya ilgilinin müracaatı üzerine Kadastro Müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro Müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine bu işlemlerin iptali için de Sulh Mahkemelerinde dava açılma olanağı vardır. Somut olayda ise; Hazine tarafından Kadastro Müdürlüğüne başvurulduğu ve Kadastro Müdürlüğü tarafından istem ret edildiğinden idari işlem basamağı tüketildikten sonra dava açılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Zira dava konusu taşınmazın tapu kaydı hükmen oluşmuş ise de; Kadastro Mahkemesinin kararıyla kesinleşen taşınmaza ilişkin hüküm taşınmazın aynına ilişkin olup, sınır ve yüzölçümüne ilişkin bulunmadığından 41. maddeye göre düzeltme yapılmasına engel değildir. Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesine ilişkin ihtilaflar taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye de tabi değildir. Hal böyle olunca 41. madde ihtilafının idari işlem basamakları tüketilmek kaydıyla 30 günlük süre geçtikten sonra dahi Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi mümkündür. Hemen belirtmek gerekir ki 30 günlük süre düzeltim yapılması halinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabilecek yasal süredir. 30 günlük süre geçtikten sonra da düzeltme işlemine karşı veya düzeltme isteminin reddedilmiş olması halinde de bu isteme karşı her zaman Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir. Bu durumda da açıklanan ilkeler gözetilerek 41. maddenin uygulanmasından doğan ihtilafın çözümlenmesi gerekir. Mahkemece aksi gerekçe ile hak düşürücü süreden davanın reddi doğru olmayıp davacı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.