18. Ceza Dairesi 2018/4610 E. , 2019/1288 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Safranbolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nca verilen 07/11/2017 tarihli ve 2017/2405 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Karabük Sulh Ceza Hakimliği"nin 27/12/2017 tarihli ve 2017/3932 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 18/06/2018 gün ve 51688 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısı"nın soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, müşteki ..."ın şüpheli ..."in kendisini tehdit ettiğini, şüphelinin her gece evinin önüne gelerek aracının kornasını çaldığını, dairesinin ziline basarak kendisini rahatsız ettiğini ve yine olay gecesi şüphelinin evinin önüne geldiğini, ilk önce aracının kornasını çaldığını ve sonra dairesinin ziline bastığını, olay sırasında kendi cep telefonu ile tüm bu yaşananları kaydettiğini belirterek şikayetçi olduğu yönündeki beyanları ve dosya içerisinde yer alan 04/10/2017 tarihli CD izleme tutanağında gri renkli bir otomobilin birkaç defa araç kornasını çaldığının, görüntünün sonlarına doğru da evin içerisinde bulunan zil diyafonunun çalındığının bildirildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde müştekinin şikayet dilekçesinde belirttiği hususları destekler nitelikteki CD izleme tutanağı da nazara alındığında, olayın gerçekleştiği yerde bulunan ev veya işyerleri varsa onlara ait kamera kayıtlarının bulunup bulunmadığı yönünde bir araştırma yapılması, gerekirse müşteki ile aynı apartmanda veya olay yerine yakın yerlerde yaşayan kimselerin bilgisine başvurulması gerektiği gözetilmeden, sadece şüpheli ve müştekinin beyanının alınması suretiyle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
Şüpheli hakkında tehdit suçundan zamanaşımı süresince karar verilebileceği değerlendirilerek dosya görüşüldü:
CMK"nın 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanun"un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet Savcısı"nın Kararına İtiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“(3) Sulh Ceza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O Yer Cumhuriyet Başsavcılığı"ndan talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
İncelenen dosyada; müşteki ..."ın şüpheli ..."nun kendisini tehdit ettiğini, şüphelinin her gece evinin önüne gelerek aracının kornasını çaldığını, dairesinin ziline basarak kendisini rahatsız ettiğini ve yine olay gecesi şüphelinin evinin önüne geldiğini, ilk önce aracının kornasını çaldığını ve sonra dairesinin ziline bastığını, olay sırasında kendi cep telefonu ile tüm bu yaşananları kaydettiğini belirterek şikayetçi olduğu yönündeki beyanları ve dosya içerisinde yer alan 04/10/2017 tarihli CD izleme tutanağında gri renkli bir otomobilin birkaç defa araç kornasını çaldığının, görüntünün sonlarına doğru da evin içerisinde bulunan zil diyafonunun çalındığının bildirildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde müştekinin şikayet dilekçesinde belirttiği hususları destekler nitelikteki CD izleme tutanağı da dikkate alındığında, olayın gerçekleştiği yerde bulunan ev veya işyerleri varsa onlara ait kamera kayıtlarının bulunup bulunmadığı yönünde bir araştırma yapılması, gerekirse müşteki ile aynı apartmanda veya olay yerine yakın yerlerde yaşayan kimselerin bilgisine başvurulması gerektiği gözetilmeden takipsizlik kararı verildiği anlaşılmakla, itiraz merciince soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1) Karabük Sulh Ceza Hakimliği"nin 27/12/2017 tarihli ve 2017/3932 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 15/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.