18. Ceza Dairesi 2018/4613 E. , 2019/1287 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Marmaris 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13/10/2017 tarihli ve 2016/326 esas, 2017/453 sayılı kararına yönelik yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına dair mercii Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 01/03/2018 tarihli ve 2018/351 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, 11/06/2018 gün ve 49138 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Her ne kadar merci Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nce, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdii edilmediğinden bahisle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de;
Sanığın üzerine atılı yargılama konusu olan hakaret suçunun, 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin, gerek 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik öncesindeki haline, gerekse de söz konusu değişiklik sonrası haline göre, uzlaşma kapsamında bulunduğu, 6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin ise geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı, somut olayda soruşturma aşamasında sanığa ve katılan ..."a uzlaştırma teklif edilmesine rağmen tarafların uzlaşmayı kabul etmediklerinin anlaşılması karşısında, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253 ve devamı maddelerinde düzenlenen uzlaştırma müessesesinde 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 sayılı Yasa ile köklü değişiklikler yapılmıştır. 6763 sayılı Kanun 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.
6763 Sayılı Kanun ile değişiklik öncesi şikayete bağlı suçlar ile şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç olmak üzere TCK"nın 86. maddesi), taksirle yaralama (TCK"nın 89. maddesi), konut dokunulmazlığının ihlali (TCK"nın 116. maddesi), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK"nın 234. maddesi), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (TCK"nın 234. maddesi, dördüncü madde hariç) ve özel kanunlarda uzlaşmaya tabi olduğu belirtilen suçlar uzlaşmaya tabi suçlar idi. Bu genel kuralın istisnası olarak da soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa da etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar uzlaşma kapsamında değildi. Ana kuralın bir diğer önemli istisnası da uzlaştırma kapsamına giren bir suçun uzlaşma kapsamına girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi durumu idi ki, bu durumda da uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı yaptırım altına alınmıştı.
6763 sayılı Kanun ile TCK"nın 253. maddesinin başlığı “uzlaştırma” olarak değiştirilmiş ve uzlaştırma kapsamında olan suçlarla ilgili ana kurala; tehdit (TCK"nın 106/1. maddesinin birinci fıkrası), hırsızlık (TCK"nın 141. maddesi), dolandırıcılık (TCK"nın 157. maddesi) suçları ile mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Öte yandan uzlaşma müessesesinde ana kurala önemli bir istisna teşkil eden soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa da etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlarda uzlaşma yoluna gidilmeyeceği kuralı kaldırılarak diğer şartları da taşıması koşuluyla etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar da uzlaştırma kapsamına alınmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklinde düzenleme karşısında, kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik “uzlaşma” başlıklı 253/4. maddesinde;
“Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet Savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Cumhuriyet Savcısı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanunu"na Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik"in 8/1. maddesi de:
“Soruşturma konusu suçun, uzlaşmaya tâbi olması ve işlendiği hususunda yeterli şüphenin bulunması hâlinde; Cumhuriyet Savcısı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Cumhuriyet Savcısının yazılı ya da acele hallerde sözlü tâlimatı üzerine, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene adlî kolluk görevlisi de uzlaşma teklifinde bulunabilir. Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir.” hükmünü haizdir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, sanık hakkında TCK"nın 125/1. maddesinde düzenlenen, hakaret suçundan soruşturma yürütüldüğü, bu suçun 6763 sayılı Yasa"nın değişiklik öncesi ve sonrasında uzlaşma/uzlaştırmaya tabi olan suçlardan olduğu, sanığın kolluk aşamasında alınan ifadesinde uzlaşmak istemediğini beyan ettiği, ayrıca taraflara adli kolluk tarafından ifadesinin alınması sırasında uzlaşma teklif formlarının sunulduğu ve tarafların uzlaşmak istemediklerine yönelik kısımları imzaladıkları, suç tarihine göre 6763 sayılı Yasa ile değişiklik öncesi teklif edilen uzlaşma önerilerinin geçerli olduğu anlaşıldığından uzlaşma hükümlerinin usulüne uygun uygulanmadığı yönündeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yapılan itirazın merciince reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1) Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 01/03/2018 tarihli ve 2018/351 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Aynı Yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 15/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.