14. Hukuk Dairesi 2013/510 E. , 2013/2014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 12.10.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkının kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkının kaldırılması isteğine ilişkindir.
Davacı, davalılardan ... ile aralarında 24.03.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini ve bu sözleşmeyi 12.05.2008 tarihinde tapuya şerh ettirdiğini, o tarihlerde davalı ...’ın 1357 ve 1358 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, mezkur sözleşmenin tapu kaydına şerhinden sonra 14.05.2008 tarihinde 1357 parsel aleyhine 1358 parsel lehine, kendisine haber verilmeden geçit tesis ettirdiğini, geçitin yüzme havuzunun yanından geçtiğini, daha uygun seçenekler araştırılmadan kurulan geçit hakkının kaldırılmasını istemiştir.
Davalılardan ..., dava konusu taşınmazda davacı dışında başka maliklerin de olduğunu, davacının aktif dava ehliyeti olmadığını, dava tarihi itibari ile hem 1357 ve hem de 1358 parsel sayılı taşınmazlarla hiçbir ilgisinin kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı ..., davacının 1357 sayılı parselin tek başına maliki olmadığından dava açma hakkı olmadığını, geçit irtifakı tesis edildiği tarihte hem lehine ve hem de aleyhine geçit irtifakı tesis edilen taşınmazların ...’ya ait olduğunu, geçit hakkı tesis edildikten sonra kendisinin 1358 sayılı parselin maliki olduğunu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden haberi olmadığını, tapuya güvenerek iyiniyetle malik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, geçit hakkı tesis edildiği tarihte her iki taşınmazın malikinin de davalı ... olduğu, davacının daha sonra geçit irtifakını görerek aleyhine geçit hakkı tesis edilen taşınmazı tapuda devraldığı, bu sebeple ayni hakkına dayanarak daha önceki malik tarafından kurulan geçit hakkının kaldırılamayacağı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin kişisel bir hak olduğu ve sadece taraflarını bağladığı ve tesis edilen geçit hakkının en uygun güzergahta olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
İrtifak hakkı, tescilin terkini veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olmasıyla sona erer (TMK m.783). Lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiç bir yarar kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir. Yüküne oranla çok az yarar sağlayan bir irtifak hakkının, bedel karşılığında kısmen veya tamamen terkini istenebilir (TMK m.785).
Genel yola bağlantısı bulunmayan taşınmazlar için, yol ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan geçit hakkı, bu ihtiyacın sona ermesi ile birlikte ya da yüküne oranla çok az yarar sağladığı kanıtlandığı takdirde hukuksal temelini de kaybedeceğinden, böyle bir durumda yükümlü taşınmazın maliki de bedel karşılığında taşınmazı üzerinde kurulan geçit hakkının kaldırılmasını isteyebilir.
Geçit hakkının kaldırılması davalarında, davacı tarafından geçit ihtiyacının sona erdiğinin veya kaldırılması istenen geçitin davalının taşınmazına yüküne oranla çok az yarar sağladığının kanıtlanması gerekir.
Somut olayda; davacının davalılardan ... ile 24.03.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve satış vaadi sözleşmesi düzenlediği ve bu sözleşmeyi tapu kaydına şerh ettirdiği sırada 1357 sayılı parsel aleyhine kurulmuş bir geçit irtifakı bulunmamaktadır. 1358 sayılı parsel yararına 1357 sayılı parsel aleyhine kurulan akdi geçit irtifakı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tapuya şerh ettirildiği 12.05.2008 tarihinden iki gün sonra 14.05.2008 tarihinde, o tarihte her iki taşınmazın da maliki olan ... tarafından tesis edilmiştir. Davaya konu 1357 sayılı parsel üzerinde davacı şirket inşaatı yapıp tamamlamış ve ayrıca geçit güzergahı yönünde bir havuz inşa etmiştir. Davacı, geçit nedeni ile havuzun site sakinleri tarafından kullanılmasının zorlaştığını ve bu parseldeki bağımsız bölümlerin değerinin düştüğünü ileri sürmektedir. Gerçekten de 1357 parseldeki binalarda oturanların geçit nedeni ile zarar gördükleri anlaşıldığından 1358 parsel sayılı taşınmazın geçit ihtiyacının başkaca güzergahlardan karşılanması mümkündür. Bu durumda 1357 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında görünmeyen ancak kadastro paftasında 1358 sayılı parsel lehine görünen geçit irtifakının bedeli mahkemece tespit ettirilerek, belirlenen bedelin davacı tarafça lehine geçit irtifakı tesis edilen 1358 parsel sayılı taşınmazın son maliki Sadık’a ödenmek
üzere depo ettirildikten sonra kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz istemin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.