11. Ceza Dairesi 2017/2755 E. , 2021/4029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Hükmü temyiz edenlerden Av. ..."a ait 04/11/2014 tarihli süre tutum temyiz dilekçesinin başlık kısmında "katılan" adı olarak "Gümrük ve Ticaret Bakanlığı" yazılı ise de duruşma tutanakları incelendiğinde adı geçen avukatın hükmü "Maliye İdaresi" vekili olarak temyiz ettiği gözetilmiş olup bu kapsamda yapılan incelemeye göre; katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz dilekçelerindeki belirsizlik sebebiyle uygulama bölümündeki hüküm ve kararların tamamı aleyhine temyiz isteminde bulundukları kabul edilerek inceleme yapılmış ve “Muhteviyatı İtibarıyla Sahte Fatura Düzenleme” suçundan mahallinde soruşturma yapılması mümkün görülmüştür.
I- Defter ve belgeleri gizleme suçundan verilen karara karşı sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraz kanun yoluna tabi olduğundan; sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz isteminin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile merciinde değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II- 2008 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Suça konu faturaların KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle suç tarihinin 25/01/2009 olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen “2008 Takvim Yılında Sahte Fatura Kullanma” suçunun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
III- 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince;
1- Sanığın savunmasında suçlamaları kabul etmediğini, sahte fatura kullanmadığını, alışlarının gerçek olduğunu beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen ve hakkında sahte fatura düzenleyicisi olduklarına dair tespitler bulunduğu anlaşılan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporunun dosya arasına getirtilmesi ve sahte fatura düzenleyicisi oldukları iddia olunan şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen mükellefler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek faturaları kime verdiklerinin ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) Sanığın aynı takvim yılı içerisinde birden fazla beyannamede sahte fatura kullanması şeklinde gerçekleşen eylemlerine ilişkin olarak, TCK‘nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini yasaya aykırı,
b) Suça konu faturaların KDV beyannamelerinde kullanılması nedeniyle 25/12/2009 olan suç tarihinin “2009” olarak gerekçeli karar başlığına eksik yazılması,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.