Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5105
Karar No: 2020/2934
Karar Tarihi: 27.02.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/5105 Esas 2020/2934 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2018/5105 E.  ,  2020/2934 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacılar, murisleri ..."tan intikal eden taşınmazın intikali ve satışı için davalıya vekaletname verdiklerini, sonrasında ..."ün davalıyı azlettiğini, azile rağmen azilden iki gün sonrasında taşınmazın davalı tarafından babası ..."a satışının yapıldığını, bu taşınmazın devri sırasında kendilerine herhangi bir bedel ödenmediğini ve taşınmazın değerinin tapuda düşük gösterildiğini, vekilin babası ile el ve işbirliği içerisinde olarak vekalet görevini kötüye kullandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere (yargılama sırasında taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerleri belirlenmek üzere) 10.000,00 TL"nin satış tarihi olan 30/12/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak miras hisseleri oranında taraflarına iadesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemenin davanın reddine dair kararının Dairemizce bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın davanın kabulü ile,
    Davacı ...’ün miras payının karşılığı 3.196,96 TL"nin 30/12/2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp adı geçen davacı tarafa verilmesine,
    Davacı ...’ün miras payının karşılığı 3.196,96 TL"nin 30/12/2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp adı geçen davacı tarafa verilmesine,
    Davacı ...’ün miras payının karşılığı 2.131,33 TL"nin 30/12/2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp adı geçen davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dairemizin 15.01.2018 tarih, 2015/32536 Esas, 2018/45 Karar sayılı ilamı ile "...mahkemece, taşınmazın rayiç bedelinin davacıların miras hisseleri oranında taraflarına iadesi talep edilmesine rağmen 8.525,25 TL alacağın dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine denilmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde müphem hüküm kurulduğu belirtilerek hangi davacı hakkında ne şekilde, hangi oranda ve miktarda karar tesis edildiği açıklanmak suretiyle, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde yeniden karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulması sonrası davalının temsil yetkisini davacının zararına kullandığı gerekçesiyle taşınmazın 30/12/2009 tarihindeki rayiç bedeli olan 45.468,00 TL"nin miras payları oranında davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Dava, davacıların dava konusu taşınmazın adlarına intikal ettirilerek satılması konusunda davalıya verdikleri vekaletnameye dayanarak ve vekalet görevinin kötüye kullanılarak taşınmazın satılması ve herhangi bir bedel ödenmemesi sebebiyle yargılama sırasında belirlenecek taşınmazın rayiç değerinin miras hisseleri oranında taraflarına iadesine ilişkin alacak davasıdır.
    6100 sayılı H.M.K"nun 297 maddesinde; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
    Somut olayda mahkemece, bozma kararına uyulması sonrası, davalının temsil yetkisini davacının zararına kullandığı gerekçesiyle taşınmazın 30/12/2009 tarihindeki rayiç bedeli olan 45.468,00 TL nin davacıların miras payları oranında davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de kısa kararda davanın kabulüne karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olup bu husus yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 249,90 TL. harcın istek halinde davacılara, peşin alınan 150,00 TL. harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi