MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
(Kapanan ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet



Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin, suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.10.2010 tarih ve 169-188 sayılı kararında vurgulandığı gibi, “temyiz süresinin ne zaman başlayacağının sanık müdafii tarafından bilinmesi gerektiği” yönündeki tespit karşısında, 04.03.2010 tarihli hüküm duruşmasında hazır bulunmayan sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin tebliğden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, süresinden sonra yapılan 22.06.2010 tarihli temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B- Sanıklar ... ve ...’in hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
5252 sayılı Yasanın 9/3 maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle bulunması gerektiği gözetilmemiş ise de, sanıkların eyleminin 765 sayılı TCK"nın 493/1-son, 522/1 (pek fahiş) maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 53 maddeleri ile yapılan uygulamanın her durumda sanıklar lehine olması nedeniyle, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıklar ... ve ...’un temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
C- Sanıklar ... ve ...’in mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;

1- Hırsızlık suçunun konusunu çalınmak istenen otomobilin oluşturması durumunda, malın çalınması sırasında araca verilen zarardan dolayı ayrıca mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceği, yine çalınmakla müştekinin fiili kullanımından çıkan ve artık sanığın hâkimiyetinde bulunan otomobile zarar verilmesi, müştekiye yönelik olarak gerçekleşmediğinden başkasının taşınır malını tahrip etme unsurunu içermemesi nedeniyle suç oluşturmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi, 
2- Kabule göre de; 
a- Sanıkların 5237 sayılı TCK"nın 151/1. maddesi kapsamında kalan mala zarar verme suçu yönünden, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 73/8 ve 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre, lehe olan Yasanın belirlenmesi zorunluluğu,
b-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile uygulama yapılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...’un temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.