Esas No: 2021/8922
Karar No: 2022/1693
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8922 Esas 2022/1693 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Orman kadastrosuna itiraz davası görülen bir kadastro mahkemesi kararıdır. Davacı Orman İdaresi, kadastro sırasında orman vasfında olan bir alanın sınırının dışında gösterilmesi sebebiyle kısmi ilan süresinde dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve bazı parsellerin Hazine adına tescili, diğer parsellerin davalılar adına tescili yönünde hüküm vermiştir. Ancak, kararın bazı noktalarında usul ve kanuna uygunluk sorunları tespit edilmiştir. Kadastro tutanaklarında malik ve nitelik hanelerinin boş bırakılması, gerçek hak sahiplerinin dava konusuna dahil edilmemesi gibi sorunlar kararın bozulmasına sebep olmuştur. Kararda atıf yapılan kanun maddeleri ise şöyle sıralanmıştır: 3402 sayılı Kanun’un 4. maddesi, 5304 sayılı Kanun’un 4. maddesi, 3116 sayılı Kanun, 4785 sayılı Kanun, 5658 sayılı Yasa, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1. maddesi ve 1/F maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kısmi İlanda Açılan Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ... İdaresi ve bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 1, 2, 3, 4, 10, 11, 25, 26, 27, 29 ila 36, 38, 69 ila 74, 76 ila 86 parsel sayılı yüzölçümleri tutanaklarında yazılı bulunan 35 adet taşınmaz, kadastro mahkemesinde dava konusu oldukları belirtilmek suretiyle malik ve nitelik haneleri boş bırakılarak tespit edilmişlerdir.
Davacı ... İdaresi, dava dilekçesine ekli krokide A harfi ile gösterilen alanın orman vasfında olduğunu, buna rağmen 3402 sayılı Kanun’un 5304 sayılı Kanun’la değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu çalışmalarında 105 ada 1 nolu orman parselinin sınırları dışında gösterildiğini belirterek, yapılan kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle kısmi ilan süresinde dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 125 ada 70, 72, 73, 74, 76, 77, 78 ve 79 sayılı parsellerin kadastro tespit tutanaklarının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescillerine, geriye kalan dava konusu parsellerin ise davalılar adına tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi ile davalılardan ..., ..., ..., ...-..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 125 ada 70, 72, 73, 74, 76, 77, 78, 79 parsel sayılı taşınmazların, 1937 tarihli 3116 sayılı Kanun kapsamında devlet ormanı niteliğinde olduğu, 4785 sayılı Kanuna göre devletleştirilen özel orman niteliğinde olmadığından, 5658 sayılı yasa yönünden ise iadeye tabi özellikler taşımadığı, 6831 sayılı Orman Yasasının 1.maddesi ve tüm orman yasaları çerçevesindeki statüsünün “orman sayılan yer”den olduğu, zilyetlikle, hatta tapu yoluyla, daha net bir anlatım ve ifadeyle hiçbir şekilde bu türden yerlerin kazanılamayacağı, dava konusu yere ilişkin eski tapu kaydının olduğu iddia edilmiş ve keşif sırasında mevki ve hudut zemine uyduğu anlaşılmış olsa bile öncesi orman olduğu kabul edilen yerlerin hiç bir şekilde özel mülkiyete konu edilemeyeceği, evveliyatı orman olan bu gibi yerlerde orman bitki örtüsü bir şekilde yok edilmiş dahi olsa salt orman toprağının orman sayılan yerlerden olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği, dava konusu diğer taşınmazların ise, 3116 sayılı Kanuna göre devlet ormanı, 4785 sayılı Kanuna göre devletleştirilen özel orman vasfında olmadığı, devletleştirilen orman statüsünde bulunmadığından 5658 sayılı yasa kapsamında iadeye tabi orman alanlarına girmediği, 6831 sayılı Orman Kanununun 1/F maddesinde sayılan istisna hallerden birine girdiği ve orman alanlarından olmadığı, yani “orman sayılmayan yer”den olduğu, zilyetlikle kazanılabilecek nitelikte, devletin hüküm ve tasarrufu altında olmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen bu karar usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; eldeki dava, Orman İdaresi tarafından gerçek kişilere husumet yöneltilmek suretiyle kısmi ilan süresinde açılan orman kadastrosuna itiraz davasıdır. Dava tarihi itibariyle çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş olup davadan sonra yapılan arazi kadastrosu sırasında ise çekişmeli taşınmazların kadastro tutanakları malik ve nitelik haneleri boş bırakılmak suretiyle düzenlendiğinden, davada 3402 sayılı Kanun’un 30/2. maddesi gereğince resen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkemece yasal hasım konumunda olan Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği ile çekişmeli taşınmazların tespit tutanaklarının edinme sebebinde zilyet olarak adı geçen kişilerin/ölü iseler mirasçılarının davaya dahil edilip, husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlanıp, tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re'sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahipleri adına tesciline karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin, Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği ile tüm tespit maliklerinin davaya katılımı sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmiş olması isabetsizdir.
Bunun yanında, 3402 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince kadastro hakimi, davaya konu taşınmaz hakkında doğru, açık ve infazı kabil hüküm kurmak zorundadır. Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarında malik ve nitelik haneleri boş bırakılmış olup, mahkemece her bir parselin hangi vasıfla tescil edileceğinin kararda gösterilmemesi ve orman olarak tescil edilen parseller yönünden “kadastro tutanaklarının iptaline” karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... İdaresi ile davalılardan ..., ..., ..., ...-..., ..., ...’nın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım davalılara iadesine, 28.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.