10. Ceza Dairesi 2020/18445 E. , 2021/10625 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : ... 16. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine
mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191/8. maddesi uyarınca, "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararının uygulanma koşulları bulunmadığı halde ... 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2015 - 2014/1486 esas ve 2015/318 sayılı kararı ile anılan hüküm uyarınca "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
A- 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre usulüne uygun tebliğ yapılabilmesi için, kendisine tebligat yapılacak kimse veya belirtilen maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerektiğinden,
... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısının Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca yapılan tebliğ evrakında, muhatabın adreste bulunmama sebebinin sorulduğu ve keyfiyetin haber verildiği komşusunun kim olduğunun (isimden ve imzadan imtina etmiş olsa dahi daire numarası vs gibi ayırt edici hiçbir özelliğin) belirtilmediği, bu yönüyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, yasal sürede Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmadığından dosyasının kapatılmasına karar verildiği anlaşıldığından, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet hükmü kurulması, B- Kabule göre;
1-Sanık hakkında ... 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2015 - 2014/1486 esas ve 2015/318 sayılı kararı ile 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191/8. maddesi uyarınca, “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verildiği için, bu
durumda, uyuşturucu madde kullanma suçları için özel bir düzenleme olması nedeniyle, aynı Kanunun 191. maddesinin 4. fıkrasında belirtildiği üzere;
Sanığın erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
Hâllerinde hakkındaki hükmün açıklanabileceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde işlediği "Hırsızlık" suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleştiği gerekçesiyle, şartları oluşmadan hükmün açıklanması,
2- Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK"nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Hükümden sonra TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 25.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.