11. Ceza Dairesi 2019/371 E. , 2020/4483 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenleme, tefecilik yapmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında 2008 takvim yılı sahte belge düzenleme ve tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada verilecek hükmün yine Yargıtay temyiz incelemesine tabi olacağı ve temyiz süresinin 7 gün olduğu gözetilmeden mahkemenin bozma sonrası verdiği hükme yönelik olarak 15 gün temyiz süresi belirleyerek tebliğ edilmesinde, kanun yolu başvuru süresi bakımından yanıltılan katılan vekilinin, yokluğunda verilen ve 08.06.2018 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen hükmü 26.06.2018 havale tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık hakkında 2008 takvim yılı sahte belge düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sahte belge (fatura ve gider pusulası) düzenleme suçunda suç tarihinin, düzenlenen en son tarihli belgeye göre 31.12.2008 olduğu, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde temel cezanın üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak düzenlendiği gözetilmeden, temel cezanın 18 ay olarak berlirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini ve adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde eleştiriler dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün istem gibi ONANMASINA,
3- Sanık hakkında tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
A) Sanığın, POS cihazlarını kullanım amaçları ve sözleşme koşulları dışında, kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması veya kredi kartı borcunun ertelenmesi amacıyla kullanmaktan ibaret fiillerinin, hem 5237 sayılı TCK’nin 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunu hem de 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, her iki suç için öngörülen cezaların aynı olması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 44. maddesi ve özel norm ilkesi önceliği gereğince sanık hakkında 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde tefecilik suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,
B) Kabule göre;
aa)Adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
bb)Kasıtlı suçtan mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hak kapsamına girmeyen 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.