4. Hukuk Dairesi 2019/94 E. , 2019/2850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı .... Çiftlik Evleri Konut Yapı Kooperatifi vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/05/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/05/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkili ... Çiftlik Evleri Konut Yapı Kooperatifi (Kooperatif) ile hiçbir ilgisi bulunmayan borçla ilgili hacze gelindiğini, hacze konu borcun, müvekkilinin yanında önceden işçi olarak çalışan dava dışı üçüncü kişiye ait olduğunun haciz esnasında anlaşılmasına rağmen hacze devam edilerek müvekkilinin itibarının zarara uğratıldığını beyanla manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili, icra takibinde ve haciz işleminde tüm yetki ve sorumluluğun icra memurlarında olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacı Kooperatif yetkililerince borçlunun, davacı yanında maaşlı olarak çalışmış olsa da haciz tarihinden önce işten ayrıldığını, işyeri açma belgesi, vergi levhası ve davalının işten ayrıldığına dair belge ile haciz yapılan yerin davacı Kooperatifin faaliyet merkezi olduğunu göstermelerine rağmen hacze devam edilmesi ve davacı tarafın istihkak iddiasının .... 11. İcra Hukuk Mahkemesince kabul edilmesi gerekçeleriyle haczin haksız olduğunun sabit olduğu, haksız haciz nedeniyle davacının ticari itibarının zedelendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız haciz iddiasına dayandırılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Öncelikle belirtilmelidir ki haksız hacizden söz edebilmek için icra takibinde alacaklının kötü niyetli olması, haksız takibe dayalı haciz işleminin de kötü niyetle yapılması gerekir.
Alacaklının takipte ve hacizde kötü niyetli olmasının yanında manevi tazminata hükmedilebilmesi için takip alacaklısının ağır kusurunun bulunması ve bunun sonucunda da zararın doğması gerekir. Kesinleşen icra takibinde alacaklı tarafından haciz istenmesi ve gerçekleştirilmesi takip hukukunun doğal sonucudur. Haciz tarihi itibariyle alacak mevcut olduğuna göre yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğundan söz edilemez. Keza haciz işlemleri sırasında fiili muhafaza işlemleri yapılmamış, hacze konu taşınır mallar bulunduğu yerde bırakılmıştır.
Kaldı ki davacı, üyelerine konut edinme imkânı sağlama amaçlı kurulmuş olan bir kooperatif olduğundan ticari itibarının zedelendiğinden söz edilmesi de mümkün değildir.
Öte yandan, davacı yanında çalışmakta olan borçlunun 03/03/2012 tarihinde ibraname ile davacı yanından ayrıldığı, haciz işlemlerinin ise bu tarihten çok kısa bir süre sonra 08/03/2012 tarihinde icra edildiği, haciz yapılan adresin icra dosyasına önceden bildirilmediği dosya kapsamıyla sabittir.
Yine belirtilmelidir ki icra işlemlerinde hacze ilişkin talepler taraflarca ileri sürülür, talebin usul ve yasaya uygun olması hâlinde icra memurunca gereği yerine getirilir. Bu kapsamda, talebin değerlendirilmesi ve ifa edilmesi icra memurlarının yetki ve sorumluluğundadır.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan olgu ve gerekçelerle, davacının takipte kötü niyetli olduğundan, haciz işlemlerinin kötü niyetli olarak gerçekleştirildiğinden ve bu nedenle zarar doğduğundan veya davalının ağır kusurundan söz etmek mümkün değildir. Şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, Sayın Çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyoruz.
15/05/2019