21. Hukuk Dairesi 2014/14555 E. , 2014/19817 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2012/395-2013/185
Davacı, davalı Kurum tarafından fazla alınan primlerin ödenmeyen faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı, Kurum kayıtlarında fazla ödeme olarak görünen primlerinin davalı Kurum tarafından 12.06.2012 tarihinde kendisine ödenmesine rağmen faiz ödemesi yapılmadığını belirterek fazladan alınan primlerin iade tarihine kadar işlemiş faizlerinin tahsilini istemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 4.108,40 TL faiz alacağının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurum tarafından, davacının Bağ-Kur prim borcunun 31.08.2008 tarihine kadar hesaplandığı ve tahsil edildiği, ancak daha sonra davacının SSK"lı çalışmaları nedeni ile Bağ-Kur sigortalılığının 16.09.2001 tarihinde sonlandırılması nedeni ile ekstresinde 11.943,00 TL fazla ödeme çıktığı, davacının 22.07.2012 tarihinde “ fazla prim iadesi-cenaze yardımı ” başlıklı matbu bir form doldurarak fazla ödemeyi talep ettiği, bu talebinde faiz talebi bulunmadığı, Z.Bankası tarafından gönderilen ödemeye ilişkin makbuzda da faiz talebine ilişkin ihtirazi kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu"nun 113/2. maddesi hükmüne göre; evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu (ihtirazi kayıt) ve saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir surette son bulmuş olsa bile borcun fer"isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
İhtirazi kayıt, alacaklının borçluya yönelttiği bir irade bildirimi ile yapılır. Bu bildirim ifadan önce ifa sırasında ya da en geç ifanın ardından derhal yapılmalıdır. İhtirazi kayıt ileri sürülmezse, ilişkin olduğu hakkın düşmüş sayılması, o haktan zımni olarak vazgeçilmiş olması esasına dayanır. İşlemiş faizlerin talep hakkının saklı tutulmasına ilişkin beyanla ilgili olarak, yasada bir şekil öngörülmemiştir.
Asıl borç son bulduğu halde alacaklı bu hakkını saklı tuttuğunu veya durum koşullardan bunun anlaşılması gerektiğini kanıtladığı takdirde işlemiş faizlerle ilgili hakkı son bulmayacaktır.
Somut olayda ise; davacının 22.07.2012 tarihinde “fazla prim iadesi-cenaze yardımı” başlıklı matbu bir form doldurarak fazla ödemeyi talep ettiği, bu talebinde faiz talebi bulunmadığı, Z. Bankası tarafından gönderilen ödemeye ilişkin makbuzda da faiz talebine ilişkin ihtirazi kayıt bulunmadığı, ancak mahkemece faiz talebinin bulunup bulunmadığına yönelik olarak başkaca araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; davacıdan dosyada mevcut belgeler haricinde fazladan ödediği primlerin faizi ile birlikte iadesine ilişkin talebi bulunup bulunmadığını sormak, varsa delillerini bildirmesini istemek ve bildirilen delilleri toplamak, bunun yanısıra; davalı Kurum"ca Z. Bankası vasıtası ile ödeme yapıldığı anlaşıldığından, ödemenin yapıldığı şubeden, ödemeye ilişkin tüm belgelerin gönderilmesini isteyerek, davacının ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediğini, faize dair hakkını saklı tutup tutmadığını araştırıp toplanan delilleri Borçlar Kanunu"nu 113. maddesi kapsamında değerlendirerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.