MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Elvanlı Köyü, Arslanlı Mahallesinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davacının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1975 yılında orman kadastrosu, 2002 yılında aplikasyon ve 2/B uygulaması yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu 1956 yılında yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, dosyadaki bilirkişi raporlarına göre, yörede 1956 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresi paftasında "orman" belirtmesi yapılarak tesbit dışı bırakılmış, 1975 yılında yapılan orman kadastrosunda ise tahdit dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, arazi kadastrosu sırasında orman olarak tespit dışı bırakıldığından zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesi doğru bulunmamıştır. Şöyle ki, dava konusu taşınmaz kadastro sırasında orman olarak tapulama harici bırakılmış ise de, daha sonra 1975 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında tahdit hattına yakınlığı da gözönüne alındığında, durumunun incelenerek orman sayılan yerlerden olmadığından tahdit dışında bırakılmıştır. Orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tahdit dışında kalan öncesi itibariyle de orman sayılmayan yerlerin zilyetlikle kazanılması mümkündür. Ziraat bilirkişi raporuna göre, 30-35 yıl önce imar ve ihya edildiği, halen meyve bahçesi ve ev olarak kullanıldığı, tanık beyanlarına göre de, zilyetlik süresinin 20 yılı aşkın olduğu ve 1990 tarihli memleket haritasında da orman sayılamayan alanda görüldüğüne göre, taşınmaz orman tahdidi dışında kaldığından ve zilyetlik koşulları da oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 08/04/2013 günü oy birliği ile karar verildi.