23. Ceza Dairesi 2015/12536 E. , 2016/3820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... hakkında;
a) Şikayetçi ..."a yönelik eylemi için; TCK 157/1, 52/2-4, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 7.300 TL adli para cezası
b) Katılan ..."e yönelik eylemi için; TCK 157/1, 168/2, 52/2-4, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 6 ay hapis ve 3.640 TL adli para cezası
Sanık ... hakkında;
Katılan ..."e yönelik eylemi için;TCK 157/1, 52/2-4, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 7.300 TL adli para cezası
Sanık ... hakkında;
Katılan ..."e yönelik eylemi için; TCK 157/1, 168/2, 52/2-4, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 6 ay hapis ve 3.640 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ...’in, aracını satmak için gazeteye ilan verdiği, açık kimliği tespit edilemeyen...’in alıcı olarak katılanı arayıp pazarlık sonucu 13.000 TL’ye aracın satışı konusunda anlaştıkları, 17.4.2007 tarihinde buluştuklarında ...’ın katılana 1.000 TL nakit para ve 12.000 TL bedelli 05.05.2007 vade tarihli senet verdiği ve akabinde aracın satışı için sanık ... adına noterden satış vekâletnamesi düzenlenmesini istediği, katılanın da vekâletname düzenletip sanık ...’a verdiği, aracın birkaç gün içinde tanık...’na değerinin çok altında 6.700 TL’ye satıldığı; senedin vadesi geldiğinde ödenmediği, ... ve sanığın adreslerini değiştirerek taşındıkları,
Şikayetçi ...’un aracını 25.05.2007 tarihinde ...’a pazarlık sonucunda sattığı, yine ...’ın şikâyetçiye 2.000 TL nakit para ve kalan 4.700 TL için 30.05.2007 tarihli senet düzenleyip verdiği ve ...’ın isteği üzerine sanık ...’a aracın satışı için vekaletname verdiği, sanık ...’ın bu vekaletnameye dayanarak kısa bir süre sonra aracı ... adlı kişiye sattığı,
Katılan ...’in satışa çıkardığı aracını almak bahanesiyle sanık ...’ın katılanı aradığı, tarafların aracın 29.500 TL bedelle satışı konusunda anlaştıkları, sanık ... ile temyiz dışı sanıklar ... ve ...’ın birlikte giderek aracı teslim almak için katılanla buluştukları, sanık ...’ın katılana satış bedeli olarak 4.500 TL nakit para ve kalan tutar için 32.250 TL bedelli suça konu çeki verdiği, sanık ...’ın isteği doğrultusunda katılanın aracın satışı için sanık ...’a noterden vekâletname çıkartıp verdiği, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde söz konusu aracı 21.06.2007 günü sanık ...’ya noter satışı ile aynı gün devrettikleri, katılanın suça konu çeki bir gün sonra bankaya ibrazında çekin karşılıksız olduğunun anlaşıldığı, katılanın aldatılma durumunu anlayıp noterden azilname çıkarmış olmasına karşın söz konusu aracın daha önce devrinin yapılması nedeniyle aracını geri alamadığı,
Böylece sanıkların dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia ve kabul edilen somut olaylarda;
1- Sanık ...’ın katılan ...’e yönelik dolandırıcılık suçu ile sanık ...’ın şikâyetçi...’ye yönelik dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanıkların hileli davranışlar sergileyerek ve baştan beri dolandırıcılık kastıyla hareket ettikleri anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 365 gün olarak tayin edilmesi,
b) 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "365 GÜN" ve “7.300 TL" ibarelerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN" ve "100 TL" ibarelerinin eklenmesi; yine, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin (c) bendinin hükümlerden çıkartılarak yerine "TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanıklar Ayhan ve Yılmaz’ın katılan ...’a yönelik dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine gelince;
Sanıkların, dolandırıcılık eylemlerinde bankanın maddi varlığı olan suça konu çeki kullandıklarının iddia ve kabul olunması karşısında, eylemin temas ettiği TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bankanın araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarları bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.