17. Hukuk Dairesi 2014/5500 E. , 2015/13050 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın, müvekkilinin kullandığı araca çarparak yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu belirterek ıslahla birlikte 24.027,97 TL geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile 9.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kusur ve maluliyet oranlarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat talebinin kabulü ile 24.027,97 TL"nin haksız fiil tarihi olan 11.08.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 11.08.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının, geçici ve sürekli işgöremezlik zararının tespitinde, gelirinin doğru belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda, davacının imam olduğu, bu nedenle
aylık kazancının ilgili kurumdan sorulduğu, davacının son bordrosunun gönderildiği, aktüer bilirkişinin bu bordroya göre davacının aylık kazancını asgari ücrete oranlayarak işlemiş dönem hesabını yaptığı görülmüştür. Davacının, devlet memuru olması ve aylık kazancının belli olması nedeniyle işlemiş dönem için varsayımsal hesaplama yapılamaz. Bu durumda mahkemece, davacının, kaza tarihinden, hesaplama tarihine kadar aylık kazancını gösterir bordroların ilgili kurumdan getirtilerek aktüer bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının ... İlçe Müftülüğü"ne bağlı imam olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının memur olması nedeni ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam etmekte olup, bu dönemdeki zararı, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeler kadardır.
Bu itibarla, mahkemece, geçici iş göremezlik süresi içerisinde davacının mahrum kaldığı yan ödemelerin olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının çalışamadığı günler için asgari ücret üzerinden geçici işgöremezlik zararı hesabının yapıldığı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru değildir.
4-Davacının maluliyet oranının tespitinde, kaza tarihinde geçerli Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü"nün esas alınması gerekirken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşlemleri Yönetmeliği"nin esas alınması doğru değildir. O halde mahkemece, en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"ndan veya Adli Tıp Şube Müdürlüğü"nden "Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü" hükümlerine göre davacının meslekte kazanma gücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp sonucu göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.