14. Hukuk Dairesi 2016/15613 E. , 2020/5741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekilleri tarafından 25.01.2013 ve 29.01.2014 gününde verilen dilekçeler ile terekenin resmi tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; dosyanın mahkemenin 2010/146 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair verilen 04.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl ve birleştirilen davalar, terekenin resmi tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, ... Vergi Dairesi mükellefi ..."un 02.02.2010 tarihinde öldüğünü, murisin sağlığında vergi borcunun bulunduğunu ve 14.04.2011 tarihi itibariyle 91.248,29TL"ye ulaştığını, borç nedeniyle muris adına kayıtlı 5 adet bağımsız bölüm ile 1 adet araç üzerine kamu haczi tesis edildiğini, vefatından sonra ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/145 Esas, 93 Karar sayılı veraset ilamı ile mirasçılarının tespit edildiğini, ancak aynı mahkemenin 2010/146 Esas, 279 Karar sayılı ilamı ile en yakın mirasçıları olan eşi Ayfer ... ile velayeti altındaki çocukları ... ve ..."nin mirası reddettiklerinin tespitine karar verildiğini ileri sürerek murisin malvarlığının tespiti ile terekesinin tasfiyesini ve vergi borcunun faiziyle birlikte terekeden karşılanmasını talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen davada davacı ... Yönetimi A.Ş. vekili, murisin sağlığında adına kayıtlı taşınmazları teminat göstererek ... Bankası A.Ş."den kredi kullandığını, daha sonra bankanın krediden kaynaklanan alacağını müvekkili şirketin temlik aldığını ve tahsili amacıyla borçlu aleyhinde icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun vefatı üzerine en yakın yasal mirasçılarının da mirası reddetmesi nedeniyle alacağın tahsil edilemediğini belirterek terekenin tasfiyesini ve kredi borcunun terekeden karşılanmasını istemiş; ... Varlık Yönetim A.Ş."nin 16.05.2014 tarihinde ... Varlık Yönetimi A.Ş. ile birleşmesi üzerine davaya, anılan şirket vekilince devam edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesi ile dosyanın, mirasın gerçek reddi istemine ilişkin mahkemenin 2010/146 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekilleri temyiz etmiştir.
Somut olayda, muris ..."un 02.02.2010 tarihinde vefat ettiği ve geriye en yakın mirasçıları olarak eşi ... ... ile müşterek çocukları ... ... ve ... ..."un kaldığı, ancak ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.03.2010 tarihli ve 2010/146 Esas, 297 Karar sayılı ilamı ile anılan mirasçıların mirası reddettiklerinin tespitine karar verildiği ve hükmün 08.10.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
TMK"nin 612. maddesi, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır.
Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ile "Terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır.
Muris ..."un 02.02.2010 tarihinde ölümü ile en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından TMK"nin 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak mirası reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK"nun 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır. Öyleyse, mahkemece iflas masası teşkil edilip (m. 208), iflas dairesi oluşturulması, iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verildikten (m. 208/3) sonra seçilecek tasfiye yöntemine göre gerekli işlemlerin yapılmasının izlenmesi, terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi (m. 217), bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması (m. 217); en son olarak da yürütülecek işlemlerin sonucuna göre iflasın kapanmasına (m. 254) karar verilebileceği gözönüne alınmalıdır.
Asıl davada ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ve birleştirilen davada ... Varlık Yönetimi A.Ş. (... Varlık Yönetimi A.Ş.)"nin talebi de ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/146 Esas, 297 Karar sayılı dosyasında verilen mirasın reddinin tespiti kararı üzerine terekenin tasfiyesini sağlamaya yönelik olarak mahkemeyi harekete geçirmeyi amaçlayan bir taleptir.
O halde mahkemece, terekenin yukarıda anlatılan usulde tasfiyesi ile varsa alacakların ödenmesi, yoksa İİK"nun 217. maddesi gereğince iflasın tatiline karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın 168. maddesine göre, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna, ancak esas hükümle birlikte gidilebilir.
Anılan yasa hükmü uyarınca, mirasın reddinin tespiti davasıyla birleştirilen ... bu dava nedeniyle ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabileceğinden, davacılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin REDDİNE, 01.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.