Esas No: 2016/544
Karar No: 2016/522
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/544 Esas 2016/522 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2016/544 KARAR NO : 2016/522 KARAR TR : 24.10.2016
|
ÖZET: Davacı TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde öğretim üyesi iken, belirli süreli iş sözleşmesinde belirlenen ihbar sürelerine uymaksızın üniversitedeki görevinden ayrıldığından bahisle, ücret alacaklarının ihbar tazminatı olarak hapsedilerek kendisine ödenmemesi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü ücret alacağı ile kullanmadığı ücretli izin alacağının işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : K.G.K.
Vekili : Av. M.K. Ş., Av. S.D.K.
Davalı : TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Vekili : Av. L.K.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Davalı Üniversite ile yaptığı sözleşme ile öğretim üyesi olarak göreve başladığını; görevini 14.11.2011 tarihine kadar yıllık izin dahi kullanmaksızın özveri ile sürdürmüş olduğunu, çalışma şartlarının yetersiz olması nedeniyle üniversiteye haber vermek suretiyle üniversite ile ilişiğini kesmek istediğini; ancak, davacının sorumluluk duygusu gereği öğrencileri yalnız bırakmamak için bir ay süre ile görevini sürdürdüğünü; hatta sınav dahi yaptığını; müvekkilinin kullanmadığı izin süresinin 66 gün olduğunu, ücretinin ise 7.200,00-TL olduğunu; müvekkili görevini bıraktığı anda, yerine aynı gün başka bir öğretim görevlisinin görevi devraldığını, davalı Üniversitenin 2.11.2011 gün 04837 sayılı yazı ile; ihbar tazminatı tutarı alacaklarının (8 hafta) yıllık izin ücreti alacağı ile Ekim 2011 maaşından hak edilen toplam tutardan mahsup ettiğini bildirdiğini, davacının 23.11.2011 günlü yazı ile yapılan işlemin yanlışlığına değinilerek vazgeçilmesini talep ettiğini, davalı Üniversitenin talebini 8.12.2011 ve 16.12.2011 günlü yazıları ile reddetmiş olduğunu ileri sürerek, davalı Üniversitenin yasal dayanağı olmayan ve bir mahkeme kararına dayanmaksızın yaptığı mahsup işleminin, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, yıllık izin ücreti alacağından 15.840,00-TL., Ekim 2011 maaşından da 2.326,95-TL. olmak üzere toplam 18.168,95-TL’nın davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Ankara 3. İş Mahkemesi: 13.6.2012 gün ve E:2012/87, K:2012/484 sayı ile, davacının hizmet süresinin 10.8.2005 - 14.11.2011 tarihleri arasında devam ettiği; ihbar önelinin 56 gün olduğu; karşılığı 7.200,00/30*56 gün=13.440,00-TL, davalı işveren Mahkeme kararına dayanmadan mahsup işlemine yöneldiği, davalı yararına ihbar önelinin doğup doğmayacağı yargılamayı gerektirdiğinden, ortada muaccel hale gelmiş bir ihbar tazminatı alacağı bulunmadığı; bu nedenle davacının izin ve ücret alacağı talebinde bulunabileceği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi: 22.3.2013 gün ve E:2012/18529, K:2013/6077 sayı ile, dava konusu olayda, davacı, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmış olup, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararlarında belirtildiği üzere, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olduğundan, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olduğundan temyiz olunan kararın bozulmasına karar vermiştir.
ANKARA 3. İŞ MAHKEMESİ: 2.12.2013 gün ve E:2013/1574, K:2013/1410 sayı ile, bozma gereğince İdare Mahkemesi görevli olduğundan, davanın usulden reddine, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olduğundan dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez idari yargıda dava açmıştır.
ANKARA 18. İDARE MAHKEMESİ: 26.12.2014 gün ve E:2013/1680, K:2014/1914 sayı ile, taraflar arasında akdedilmiş belirli süreli iş sözleşmesinin uygulanması kapsamında ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca ortaya çıkan bir uyuşmazlık olduğu anlaşıldığından, bu haliyle özel hukuk ilişkisinden doğan uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle; davanın, 2577 sayılı Yasa’nın 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. Kurul: 23.12.2015 gün ve E:2015/5897, K:2015/8706 sayı ile, mahkeme kararı usul ve hukuka uygun olup bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, itiraz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili adli ve idari yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu önesürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 24.10.2016 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Davacı TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde öğretim üyesi iken belirli süreli iş sözleşmesinde belirlenen ihbar sürelerine uymaksızın üniversitedeki görevinden ayrıldığından bahisle, ücret alacaklarının ihbar tazminatı olarak hapsedilerek kendisine ödenmemesi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü ücret alacağı ile kullanmadığı ücretli izin alacağının işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasanın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin birinci fıkrasında, “Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.”; 2. fıkrasında, “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.”; 10. fıkrasında “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir.” hükmüne yer verilmiş;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 5772 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek Madde 2"de, “Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir. Bu meslek yüksekokulu, kamu tüzel kişiliğini haiz olup, Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Bakanlar Kurulu kararı ile kurulur. Kurulacak meslek yüksekokullarına, meslek ve teknik eğitim bölgesinde gereksinim duyulması esastır.” denilmiş; Ek Madde 5"de, “(Ek madde: 17/08/1983 - 2880/32 md.) (Değişik fıkra: 28/12/1999 - 4498/1 md.) Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer.
Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.
Mütevelli heyetin toplantı nisabı ve karar alınması ile ilgili hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükmü uygulanır.”kuralına; aynı Yasadaki Ek Madde 8"de ise, “(Ek madde: 17/08/1983-2880/32 md.) Vakıfça kurulacak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet Yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar.” kuralına yer verilmiştir.
Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretim elemanları” başlıklı 23. maddesinde ise, “Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir.
Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır.” kuralı yer almıştır.
Davalı TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu”nun Ek 43.maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.
İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye"nin idari yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir. Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmetidir. Bu bağlamda, Kamu Tüzel Kişileri, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu nedenle de personeli kamu hukukuna tabidir.
Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi Vakıf Üniversitelerinin de Anayasal güvence altına alınmış olan "Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu, anayasal teminat altına alınmıştır.
Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır.
Bununla birlikte, davacının sözleşmesinin feshinden sonra ücret alacaklarının ve tazminatlarının ödenmemesi yolunda tesis edilen davalı idare işleminin idare hukuku anlamında bir idari işlem olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte, bu idari işlemden kaynaklanan tazmin isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. Maddesinin b fıkrasında belirtilen; ‘’İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları‘’ kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu dolayısıyla, Ankara 18. İdare Mahkemesince verilen 26.12.2014 gün ve E:2013/1680, K:2014/1914 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 18. İdare Mahkemesince verilen 26.12.2014 gün ve E:2013/1680, K:2014/1914 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.10.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Suna TÜRE
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |