Esas No: 2021/9019
Karar No: 2022/1715
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9019 Esas 2022/1715 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/9019 E. , 2022/1715 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava konusu; ... İli ... İlçesi ... Köyü ... mevkii 161 ada 28 parsel 19830,05 m2 tarla vasfındaki taşınmaz 15.04.2008 tarihinde tesis kadastrosu yoluyla, 161 ada 31 parsel 6156,04 m2 tarla vasfındaki taşınmaz ise 26.02.2009 tarihinde satış yoluyla tam hisse ile ... adına kayıtlıdır.
Davacı vekili; dava konusu ... İlçesi ... Köyü 161 ada 28 parsel ve 161 ada 31 parsel taşınmazların kadastro çalışmaları esnasında davalı adına tespit gördüğünü, mahallinde yapılan incelemede taşınmazların boş ve zeminde mera bitkileriyle kaplı olduğunu, mera özelliği taşıdığını, taşınmazların zilyetlikle kazanılma koşullarının oluşmadığını, kullanılmadığını, yamaç şeklinde ve boş olduğundan tarımsal faaliyete uygun olmadığını, bu nedenle dava konusu taşınmazların tapusunun iptali ile mera vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece; dava konusu yerin mera, harmanyeri ve orman niteliğinde yerlerden olmadığı davalının ve ailesinin bu yerleri 50-60 yıldır ekip biçip kullandığı ve hiç el değiştirmediği bu yerde harmanyeri ve meranın olmadığı bilirkişi beyanları ile tespit edilmiş olup davalının zilyetliği ve tasarrufunda bulunan bu yer hakkında davacı tarafın üstün hakkının olmadığı da tespit edilmiş olup açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece 11.09.2014 tarihinde 1 fen, 1 orman ve 1 ziraat bilirkişisi ile keşfe gidilmiş olup 21.10.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda 161 ada 28 parselin A ile gösterilen kısmının 7782 m2, ekilip sürülen yerlerden olduğu belirtilmiş ve 161 ada 28 parselin 19830,05 m2, 31 parselin ise 6156 m2 olduğu tespit edilmiştir. 20.09.2014 havale tarihli orman bilirkişi raporunda; parsellerin sınırlarında yanında getirdiği aletlerle 3 dilimlik koordinat değerleri aldığı, 6 dilimlik koordinat değerlerine dönüştürdüğü, kadastro paftası üzerine ... programında atarak parsellerin konumunu tespit ettiği, orman kadastro ve tapulama paftasını, memleket ve meşçere haritaları ile hava fotoğrafını uyguladığı ve aynen uyduğu belirtilerek bilirkişi tarafından raporun ek 2 sayfasında el ile bir kroki çizilerek 31/A ve B – 28/A ve B olarak parseller bölünmüş ve buna göre yaptığı incelemede sırasıyla memleket haritasında; 28/B (2375,348 m2 olan kısmın yeşil renkli meşe ağaçları ile kaplı orman alanında kaldığı, 28/A olan alanın açık renkli orman sayılmayan alanda olduğu 31/A harfiyle gösterilen alanın açık renkli orman sayılmayan, 31/B ile gösterilen alanın yeşil renkli orman sayılan alanda kaldığı, orman kadastro ve tapulamada; çalışmaların 3402 sayılı Yasa ile değişik 5304 sayılı Yasa'ya göre 2007 yılında yapıldığı 15.04.2008 tarihinde ise kesinleştiği belirtilerek 31/B ve 28/ B ile gösterilen kısımları yeşil renkli orman sayılan, 31/A ve 28/ A olan kısımların ise orman sayılmayan alanda kaldığı, Meçere haritasında her iki taşınmazın tamamının orman sayılmayan alanda kaldığı, 1970 yılı hava fotoğrafında 28/B 5659,386 m2 olan kısım ile 31/ B kısımlarının koyu renkli orman sayılan 28/A ve 31/A olan kısımların ise orman sayılmayan ziraat alanlarında kaldığı, 28 parselin A harfli kısmını işlenmiş olduğu B harfli kısmının ise işlenmemiş olduğu, 28 parselin eğiminin %15 olduğu, raporun sonuç kısmında ise 28/B olan kısmın 5659,386 m2 31/B olan kısmın 2375,348 m2 orman sayılan alanda kaldığı belirtilmiştir. Ziraat bilirkişi raporunda ise fen bilirkişisinin basit krokisinden faydalanılarak 31 parsel için A- B ayrımı yapılmaksızın doğu batı %3-5, kuzey güney % 8-10 meyilli olduğu, uzun süreler taşınmazın sürülüp işlendiği hala kullanılmakta olduğu, 5. sınıf tarım arazisi olduğu, 28 parselin ise doğu batı %10-30, kuzey güney %1-40 meyilli olduğu A harfli kısmın uzun yıllar işlendiği 3-5 senedir terkedildiği, 5. sınıf tarım arazisi olduğu , B harfli kısmının 3-4 da kadar kısmının 1 yıl önce sürülmüş , onun dışında sürülüp işlenmemiş , diğer kısımlarının hiç sürülüp işlenmemiş olduğu belirtilmiştir. Fen bilirkişi raporunda 28 parselde A harfli (7782m2 ) daha önce ekilip biçilen yer olarak gösterilen yer orman bilirkişi raporunda orman sayılan 28/ B harfi ile gösterilen yeşil renkli meşe ağaçlarının olduğu yere denk gelmekte olup Ziraat bilirkişisince fen bilirkişisinin basit krokisinden yararlanıldığı belirtilerek fen raporunda A harfi ile gösterilen ve orman bilirkişi raporunda B harfli yere denk gelen bu kısımda uzun yıllar ziraat yapıldığı belirtilmiş, fen bilirkişi raporunda B harfli bir yer olmayıp bir an için A harfi dışında kalan yerlere ilişkin olduğunun kabul edilmesi halinde fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen ve orman bilirkişi raporunda A harfli yere denk gelen kısımda ise 3-4 da kadar kısmının tahminen 1 yıl kadar önce sürülü olduğu onun dışında sürülüp işlenmemiş diğer kısımlarının hiç sürülüp işlenmemiş olduğu belirtilmişse de tüm bilirkişilerin raporlarını karışıklığa yol açmayacak şekilde tek bir kroki üzerinde denetleme imkanı bulunmamaktadır. Yine orman bilirkişisi; kendi çizdiği ve taşınmazların m2 lerini belirlediği krokisinde her iki taşınmazı da A ve B harfi ile 2 ye ayırmış, nitekim rapor içerisinde kimi yerlerde 28/B olan kısmın 2375,348 m2 olduğu belirtilirken kimi yerde ise 31/ B olan kısım 2375,348 m2 olarak belirtilmiştir. Yine Orman bilirkişi raporunda sadece 1970 tarihli hava fotoğrafından faydalanılmış, hangi tarihli memleket haritasından yararlanıldığı belirtilmemiştir. Orman bilirkişi raporunda 28 parselin eğimi %15 olarak belirtilmişken ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın eğimi doğu batı %10-30, kuzey güney %1-40 olduğu, 31 parselin doğu batı %3-5, kuzey güney %8-10 olduğu belirtilmiş ölçümlerin neye göre yapıldığı ise her iki raporda da net bir şekilde açıklanmamıştır. Ayrıca her ne kadar orman bilirkişi raporunda taşınmazın bulunduğu köyde orman kadastro ve tapulama çalışmalarının 3402 sayılı Kanun ile değişik 5304 sayılı Kanun gereği yapıldığı belirtilmişse de taşınmazın bulunduğu yörede orman tahdit ve kadastro çalışması yapılıp yapılmadığına dair dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanılmamış, mahkemece ilgili yerden bu husus hiç sorulmamış olup bu belgeler dosyaya kazandırılarak bilirkişilerce ayrıntılı araştırma yapılmamıştır. Denetime elverişsiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmak için yeterli değildir.
O halde Mahkmece; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılmış ise orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyaya getirilerek yine yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirilerek, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek 3 orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, yine keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri ile orman bilirkişi eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece tüm bunlar yapılmaksızın eksik araştırma inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 01.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.