Esas No: 2020/7351
Karar No: 2021/3927
Karar Tarihi: 16.03.2021
Danıştay 6. Daire 2020/7351 Esas 2021/3927 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/7351
Karar No : 2021/3927
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) :
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10-…
11-…
12-…
13-…
14-…
15-…
16-…
17-…
18-…
19-…
20-…
21-…
22-…
23-…
24-…
25-…
26-…
27-…
28-…
29- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K: …sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İzmir İli, Çeşme İlçesi, … Köyü mevkiinde, "… Erişim, … Ruhsat Nolu … Ocağı (1.000.000 Ton/Yıl) ve Kırma Eleme Tesisi (250.000 Ton/Yıl)" projesiyle ilgili olarak İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 20/05/2019 tarih ve E:2019/14062, K:2019/4585 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen Mahkemenin ara kararlarıyla; davalı yanında müdahil tarafından (aynı ruhsat sahasında) yapılması planlanan (bir diğer proje olan) "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesinin 3573 sayılı Kanun kapsamında ve ekli toprak koruma projesine uyulmak kaydıyla yapılmasının uygun görüldüğü yönündeki İzmir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün … tarih ve …. sayılı görüşüne, dava konusu projenin dayanağı proje tanıtım dosyasında da yer verildiği görüldüğünden, her iki proje arasında bağlantı bulunup bulunmadığı, dava konusu ruhsat alanını da kapsayan aynı alana yönelik alınmış "ÇED Olumlu" kararı mevcut ise, planlanan projenin dava konusu proje alanını da kapsayıp kapsamadığı sorularak, her bir projenin ruhsat alanında farklı renklerle işaretlenmiş krokilerinin istenilmesine karar verilmiş, ara kararlarına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerden; uyuşmazlık konusu ruhsat alanının 64,28 hektarlık kısmında davalı yanında müdahil tarafından "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesiyle ilgili İzmir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı görüşü esas alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 14/06/2019 tarihli "ÇED Olumlu" kararının verildiği, bu projenin dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararına konu alanı da kapsadığı anlaşılmış olup, dolayısıyla her iki projenin bağlantılı olduğu görülmüştür.
Davacılar tarafından söz konusu "ÇED Olumlu" kararının iptali istemiyle Mahkemenin E:… sayılı dosyasında açılan davada, uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; "... maden işletilmesinden kaynaklanacak olan toz etkisinin çevredeki yoğun olarak bulunan zeytinlik alanlardaki zeytin ağaçlarının vegetatif ve generatif oluşumunu olumsuz olarak etkileyeceği ve zarar vereceği" yönünde tespit ve görüşe yer verilmiş, dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararına konu alanı da içine alan "ÇED Olumlu" kararına konu alana yönelik söz konusu bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler, usul ekonomisi gereği yeniden keşif ve bilirkişi incelemesine gerek görülmeyerek, iş bu dava dosyasında da hükme esas alınabilecek nitelikte bulunmuştur.
Olayda, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile Mahkemenin E:… sayılı dosyasında mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu projeye ilişkin proje tanıtım dosyasında, ruhsat arama sahası içerisinde zeytinlik alanların bulunduğu bilgisine yer verildiği ve davacılar tarafından da dava dilekçesinde, dava konusu alanın çevresi ve etki alanının zeytinlik alanlardan oluştuğunun öne sürüldüğü, her ne kadar davalı idarece proje tanıtım dosyasına sunulan İzmir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün … tarih ve …. sayılı işlemiyle, en yakın zeytinlik alanının, proje sahasının kuzey batı yönünde ve 1.800 m kuş uçuşu uzaklığı, hakim rüzgar yönü, topografik koşullar ve çevresel faktörler dikkate alındığında, zeytinliklerin vegetatif ve generatif gelişmesine engel olmayacağı sonucuna varılarak, 3573 sayılı Kanun kapsamında ve ekli toprak koruma projesine uyulmak kaydıyla uygun görüldüğü belirtilmiş ise de; bilirkişi raporunda, dava konusu tesis alanının 3 kilometre çapında yoğun olarak kapama zeytin bahçelerinin yer aldığı, maden alanı ve kırma eleme tesisinin, tarım arazileri ve zeytinlik alanlardan daha yüksek bir seviyede çukur bir alanda bulunduğu, ancak yeni proje ile kurulması planlanan tesislerin ÇED alanının kuzeyinde ve en yüksek tepe/sırt bölümünde bulunması, alanın bölgede esen şiddetli rüzgarlara açık olması ve özellikle de güney yönlü esecek olan rüzgarlarla madenin işletilmesi (patlatma, kırma eleme, taşıma sürecinde) oluşabilecek tozun doğrudan maden alanının kuzeyinde ve 3 kilometre sınırı içinde kalan daha düşük seviyede bulunan Germiyan Köyü ve çevresindeki zeytinlik alanlar üzerine çökeceğinin açık olduğu, zeytinlik alanlar ile maden alanı ve kırma–eleme tesisleri arasında toz etkisini kısmen önleyecek tepelik alanın olmasına rağmen çukur konumdaki maden alanının batı tarafının açık konumda olması, vadi şeklinde hava koridoru içinde bulunması, maden alanının bölgenin çok rüzgar alan ve denize açık bir alanda olması, maden alanı ve zeytinlik alanlar arasında da oluşabilecek tozu tutacak doğal eşik özelliği içeren yükselti farkının yeterli olmaması, yüksek orman ağacı şeklinde de bir doğal bariyerin bulunmadığının belirlenmesi nedenleriyle, dağlık alanda bulunan maden ocağı ve kırma eleme tesisinden kaynaklanabilecek tozların doğrudan esen rüzgar ile daha çukur konumda olan kuzey ve kuzeydoğu bölümünde bulunan yoğun zeytinlik alanlar üzerine çökeceği, bu nedenle, madenin işletilmesinden kaynaklanacak olan toz etkisinin çevredeki yoğun olarak bulunan zeytinlik alanlardaki zeytin ağaçlarının vegetatif ve generatif oluşumunu olumsuz olarak etkileyeceği ve zarar vereceği sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan, aynı ruhsat alanına ilişkin "ÇED Gerekli Değildir" kararının iptali istemiyle ... İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada, anılan Mahkemenin … tarih ve K:… sayılı kararıyla, İR: … nolu maden ruhsatlı saha proje alanının kuzey doğusunda ve 1100 m mesafede, güney batısında ve 1020 m mesafede zeytinlik alanların bulunduğu anlaşıldığından, projeyle ilgili verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle verilen iptal kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 06/06/2018 günlü, E:2018/1160, K:2018/4441 sayılı kararıyla onandığı görülmektedir.
Bu durumda; işleme konu projeye ilişkin ruhsat sahasında, proje alanına 3 kilometrelik alan içerisinde zeytinlik alanlar bulunduğu ve söz konusu faaliyette zeytinliklere zarar vermeden, kimyevi atık bırakmayan, toz ve duman çıkarmayacak şekilde faaliyette bulunulmasına olanak bulunmadığı ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 20. maddesi uyarınca 3 kilometrelik alan içerisinde dava konusu projenin işletilmesinin uygun olmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğu anlaşıldığından, 3573 sayılı Kanun uyarınca zeytinlik sahalarına 3 kilometreden daha kısa mesafede yapılması mümkün olmayan projelerden olan İR:… ruhsat nolu sahada yapılması planlanan "Kalker Ocağı (1.000,000 Ton/Yıl) ve Kırma Eleme Tesisi (250.000 Ton/Yıl)" projesiyle ilgili olarak İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare tarafından, ilk ÇED Gerekli Değildir kararının, Çeşme meteorolojik verilerinin kullanılmamasından, ikincisinin tozumanın yanlış hesaplanmasından, üçüncüsünün ise 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanundan kaynaklı olarak iptal edildiği, bu alanın da içinde bulunduğu entegre madencilik projesi kapsamında davalı yanında müdahil tarafından sunulan toprak koruma projesinin, Tarım İl Müdürlüğü tarafından uygun bulunmasına ilişkin kurum görüşünün, dava konusu işlemin dayanağı olan PTD'de de yer aldığı, entegre madencilik projesiyle ilgili verilen ÇED Olumlu kararına karşı açılan davada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun bu davada da hükme esas alınamayacağı, nitekim, her iki kararın kapsamının ve süreçlerinin farklı olduğu, bu davada daha önce verilen ÇED Gerekli Değildir kararlarının iptal gerekçelerinin dikkate alınabileceği, bu yönüyle PTD'nin çevre mevzuatı açısından değerlendirildiği, aynı zamanda 3573 sayılı Kanun bakımından Tarım İl Müdürlüğünün olumlu görüşünün bulunduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun tesis edildiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı yanında müdahil tarafından, davalı idarenin temyiz dilekçesinde belirttiği hususlara ek olarak, İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla aynı alan için geniş kapsamlı "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesiyle ilgili ÇED raporunun hazırlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu ve ÇED olumlu kararının verildiği, dolayısıyla bu proje ile dava konusu projenin, alan büyüklüğünün, kapasitelerinin, proje yerlerinin çok farklı olduğu, dolayısıyla diğer davadaki bilirkişi raporunun bu davada hükme esas alınmasının hem teknik hem de hukuki açıdan uygun olmadığı, dava konusu proje yerinin, çevresindeki arazilerden daha düşük kotta bulunduğu, dolayısıyla hakim rüzgar yönü, topoğrafik koşullar ve çevresel faktörler dikkate alınarak "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesinin yapılmasını uygun bulun Tarım İl Müdürlüğü görüşünün bu proje için de geçerli olduğu, bu nedenle dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının, karşı oyda belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davalı yanında müdahil tarafından, İzmir İli, Çeşme İlçesi, … Köyünde, İR:… sayılı sahada yapılması planlanan "Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" projesiyle ilgili İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce ... tarih ve ... sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiş, bu kararın iptali istemiyle ... İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada, … tarih ve K:… sayılı kararla; farklı bir meteorolojik iklime sahip bir bölge istasyonunun seçilmesi nedeniyle PTD'de yer alan hava kalitesi modelleme sonuçlarının, faaliyet etki alanı içindeki çevresel etkileri yansıtmadığı, PTD'de yer alan hesaplamaların yeniden yapılması ve emisyonlarının önlemesine yönelik çalışmaların yeniden planlanması ve taahhüt edilmesinin gerekliliği karşısında, işletme için verilen ÇED Gerekli Değildir kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı yanında müdahil tarafından, söz konusu eksikliğin tamamlandığı belirtilerek yeniden sunulan Proje Tanıtım Dosyası ilgili İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce … tarih ve …sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararının verildiği, anılan kararın ... İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada, … tarih ve K:… sayılı kararla; Çeşme Meteoroloji İstasyonu verilerinin, PTD'de “Patlatma Sırasında Anlık Olarak Meydana Gelebilecek Tozun Yayılım Modellemesi” hesabında patlatma 8 saate yayılarak kütlesel emisyon debisi 100 kg/saat olarak hesaplandığı, bunun da patlatma sırasında anlık olarak meydana gelebilecek toz yayılım modellemesinde yanıltıcı sonuçlara neden olduğu, PTD'de yer alan hesaplamaların yeniden yapılması ve emisyonlarının önlemesine yönelik çalışmaların yeniden planlanması ve taahhüt edilmesinin gerekliliği karşısında, verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı yanında müdahil tarafından, sözü edilen eksikliklerin giderildiğinden bahisle, yeniden sunulan PTD ile ilgili İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" verilmiş, bu kararın iptali istemiyle ... İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada, … tarih ve K:… sayılı kararla; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporları ve Danıştay kararları birlikte değerlendirildiğinde, PTD kapsamında sunulan patlatmadan kaynaklanan emisyon değerinin uygun şekilde hesaplandığı ve günümüz modelleme yazılımlarının verdiği imkanlar doğrultusunda bir veri üretilerek kullanıldığı anlaşılmakla beraber; İR: … nolu maden ruhsatlı saha proje alanının kuzey doğusunda ve 1100 m mesafede, güney batısında ve 1020 m mesafede zeytinlik tarım alanlarının bulunması nedeniyle, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 20. maddesi uyarınca, 3 km mesafesinde dava konusu proje alanının işletilmesinin uygun olmadığı anlaşıldığından, projeyle ilgili verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, temyiz edilen bu karar, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 06/06/2018 günlü, E:2018/1160, K:2018/4441 sayılı kararıyla onanmıştır.
Davalı yanında müdahil tarafından, ruhsat alanının değiştiği, 24,97 hektar ÇED alanının 0,98 hektar küçültülerek 23,99 hektar olarak düzenlendiği, faaliyet alanında kullanılan nakliye yolunun asfalt kaplanarak emisyonların önlenmesine yönelik çalışmaların yeniden planlandığı ve taahhüt edildiği, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında belirtilen hususların da dikkate alındığı belirtilen revize PTD sunulmuştur. Ayrıca söz konusu PTD'ye; İzmir İli, Çeşme İlçesi, … Köyünde davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "Entegre Kalker Ocağı, Kırma-Eleme-Plentmiks ve Hazır Beton Tesisi Kapasite Artışı, Mobil Konkasör, Prefabrik Beton Elemanları, Asfalt Plent, Yıkama Tesisi ve Andezit-Bazalt Üretimi" projesiyle ilgili verilen 3573 sayılı Kanun kapsamında ve ekli toprak koruma projesine uyulmak kaydıyla uygun görüldüğü yönündeki İzmir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün … tarih ve E… sayılı görüşü de eklenmiştir. Davalı İdare tarafından, anılan PTD esas alınarak, "… Erişim, … Ruhsat Nolu Kalker Ocağı (1.000,000 Ton/Yıl) ve Kırma Eleme Tesisi (250.000 Ton/Yıl)" projesiyle ilgili dava konusu ... tarih ve ... sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiştir.
Öte yandan, kalker ocağı ve kırma eleme tesisi projesiyle ilgili Mahkeme süreçleri devam ederken, davalı yanında müdahil tarafından İzmir İli, Çeşme İlçesi, … Köyünde 24,97 ha'lık alan üzerinde "Entegre Kalker Ocağı, Kırma-Eleme-Plentmiks ve Hazır Beton Tesisi Kapasite Artışı, Mobil Konkasör, Prefabrik Beton Elemanları, Asfalt Plent, Yıkama Tesisi ve Andezit-Bazalt Üretimi" projesinin yapılması planlanmış ve ÇED raporu hazırlanarak ilk olarak 15/12/2015 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurulması üzerine, ÇED süreci başlatılmış, 04/02/2016 tarihinde halkın katılımı toplantısı, 12/12/2017 tarihinde de 1. İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK), 11/06/218 tarihinde 2. İDK toplantıları yapılmıştır. Ayrıca bu aşamada, dava konusu projenin iptali istemiyle Mahkemenin E:… sayılı dosyasında açılan davada, ... tarih ve E:... sayılı kararla, çalışma alanı 23,99 ha olsa da, 97,7 ha olan ruhsat alanının, ÇED Yönetmeliğinde belirlenen 25 ha büyük olması nedeniyle ÇED sürecine tabi olduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. Sonrasında, hem İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı Harita ve Yeraltı Tesisleri Şube Müdürlüğünün ... tarih ve ...sayılı görüşü ile atıksu oluşturan tesislerin çıkarılması istenildiğinden, ÇED raporunda yer alan 2 adet hazır beton tesisi, beton elemanları tesisi ve yıkama tesisi çıkarılmış hem de yürütmeyi durdurma kararına istinaden 23,99 ha olan ÇED alanı, 40,29 ha artırılarak 64,28 ha olacak şekilde ÇED raporu revize edilerek, "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesi olarak yeniden Bakanlığa başvurulmuştur. Anılan ÇED raporuyla ilgili 12/03/2019 tarihinde 3. İDK toplantısı yapılarak ÇED raporu nihai edilmiştir. Nihai ÇED raporuna göre; (daha önceki ÇED Gerekli Değildir kararlarına konu olan) ocak üretimi 1.000.000 ton/yıldan 4.000.000 ton/yıllık artışla 5.000.000 ton/yıla, kırma eleme tesisinin kapasitesi 250.000 ton/yıldan 2.250.000 ton/yıllık artışla 2.500.000 ton/yıla, (daha önce hakkında ÇED Kapsam Dışı kararı bulunan) plentmiks tesisinin kapasitesi 250.000 ton/yıldan 2.250.000 ton/yıllık artışla 2.500.000 ton/yıla çıkartılmış, proje kapsamında yeni kurulması planlan mobil konkasörün kapasitesi 1.200.000 ton/yıl ve asfalt plent tesisinin kapasitesi ise 864.000 ton/yıl olarak öngörülmüştür. Bakanlık tarafından nihai ÇED raporu esas alınarak ... tarih ve ...sayılı "ÇED Olumlu" kararı verilmiştir.
Bakılan dava ise, "Kalker Ocağı (1.000,000 Ton/Yıl) ve Kırma Eleme Tesisi (250.000 Ton/Yıl)" projesiyle ilgili İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı" olarak, "Çevresel Etki Gerekli Değildir Kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelerin çevresel etkilerinin incelenerek, çevresel etkilerinin daha detaylı incelenmesi amacıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının gerektiğini belirten Bakanlık kararı" olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum ve kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdiklere taahhütlere uymakla yükümlüdürler... (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelere hiçbir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez...' kuralına yer verilmiş olup, 7. maddesinde, Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler sayılmış, buna göre anılan Yönetmeliğin EK-1 listesinde yer alan projeler ile Seçme Eleme Kriterlerine tabi olup "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" kararı verilen projeler için Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının zorunlu olduğu, 15. maddesinde ise; Bu Yönetmeliğin EK-2 listesinde yer alan projeler ile kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi EK-2 listesinde belirtilen projelerin seçme, eleme kriterlerine tabi olduğu kurala bağlanmıştır.
Yönetmeliğin, Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Özel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği ile projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları, Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, mimari ve arkeolojik miras, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5'deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikler, Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyonların belirlenmesi ve iklim değişikliğine etkileri, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
Yönetmeliğin EK-IV bölümünde ise Proje Tanıtım Dosyasının Hazırlanmasında Esas Alınacak Seçme Eleme Kriterleri belirtilmiş, 1. Projenin Özellikleri kısmında: a) Projenin ve yerin alternatiflerinin (proje teknolojisinin ve proje alanının seçilme nedenlerinin), b) Projenin iş akım şemasının, kapasitesinin, kapladığı alanın, teknolojisinin, çalışacak personel sayısının, c) Doğal kaynakların kullanımının (arazi kullanımı, su kullanımı, kullanılan enerji türü vb.), ç) Atık miktarının (katı, sıvı, gaz ve benzeri) ve atıkların kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerinin, d) Kullanılan teknoloji ve malzemelerden kaynaklanabilecek kaza riskinin, 2. Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri kısmında: a) Mevcut Arazi Kullanımı ve kalitesi (tarım alanı, orman alanı, planlı alan, su yüzeyi ve benzeri), Ek-V’deki Duyarlı Yöreler Listesi dikkate alınarak korunması gereken alanlar, 3. kısmında; Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler ile Notlar ve Kaynakların, Ekler kısmında ise: 1- Proje için seçilen yerin koordinatlarının, 2- Proje alanı ve yakın çevresinin mevcut arazi kullanımını değerlendirmek için; yerleşim alanlarının, ulaşım ağlarının, enerji nakil hatlarının, mevcut tesislerin ve ek-5'de yer alan Duyarlı Yöreler Listesinde belirtilen diğer alanların (proje alanı ve yakın çevresinde bulunması halinde) yerlerine ilişkin verileri gösterir bilgiler 1/25.000 ölçekli halihazır harita (çevre düzeni planı, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, topografik harita) üzerine işlenerek kısaca açıklanmasının, jeoloji haritasının ve depremselliğin belirtilmesi gerektiği şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuattaki düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; Yönetmeliğin eki I ve II listelere tabi olan projelerle ilgili ek-III bölümünde yer alan hususları içeren ÇED raporu hazırlanarak ÇED Olumlu veya ek-IV bölümünde yer alan hususları içeren PTD hazırlanarak ÇED Gerekli Değildir kararı alınmadıkça hiçbir şekilde projenin yapılamayacağı açık olup, ÇED raporu ile PTD hazırlanırken dikkate alınması gereken konu başlıkları kıyaslandığında, ÇED raporunda, projenin çevresel etkilerinin ve alınacak önlemlerin daha kapsamlı ele alındığı görülmüştür.
Dava dosyasının ve Dairemizin E:2020/10662 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; davalı yanında müdahil tarafından "kalker ocağı ve kırma eleme tesisi" projesiyle ilgili Mahkeme kararlarının gerekçeleri dikkate alınarak, bir taraftan PTD revize edilmek suretiyle İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvurularak, her defasında yeni bir ÇED Gerekli Değildir kararı (ve son kez dava konusu ÇED Gerekli Değildir) kararı alınırken, bir taraftan da aynı ruhsat sahasında 24,97 ha'lık alan üzerinde "Entegre Kalker Ocağı, Kırma-Eleme-Plentmiks ve Hazır Beton Tesisi Kapasite Artışı, Mobil Konkasör, Prefabrik Beton Elemanları, Asfalt Plent, Yıkama Tesisi ve Andezit-Bazalt Üretimi" projesiyle ilgili ÇED raporunun hazırlanarak 15/12/2015 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğüne başvurulmak suretiyle ÇED süreci başlatılmış olup, gerek kurumlardan gelen görüşler dikkate alınarak bazı ünitelerin projeden çıkartılması, gerekse dava konusu proje hakkında verilen Mahkemenin … tarih ve E:… sayılı yürütmenin durdurulması kararının gerekçesi dikkate alınarak, proje alanı 64,28 ha olacak şekilde yeniden düzenlenmesi suretiyle "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesi olarak revize edilen ÇED raporunun, Bakanlığa sunulmasının ardından ÇED Olumlu kararının verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar İdare Mahkemesince; dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararına konu alanı da içine alan "ÇED Olumlu" kararına konu alana yönelik bilirkişi raporu, usul ekonomisi gereği yeniden keşif ve bilirkişi incelemesine gerek görülmeyerek, hükme esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, gerek Mahkemenin 11/10/2019 tarihli ara kararı üzerine verilen ÇED Olumlu kararına ait alanın, ÇED Gerekli Değildir kararına ait alanı da kapsadığı yönündeki davalı idarenin cevabı ile bilirkişi raporunda yer alan bu yöndeki tespitler, gerekse davalı yanında müdahilin temyiz dilekçesinde İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla aynı alan için geniş kapsamlı "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesiyle ilgili ÇED raporunun hazırlandığı yönündeki beyanı dikkate alındığında, aynı ruhsat sahasında (kalker ocağı üretimi 5.000.000 ton/yıl, kırma eleme tesisi kapasitesi 2.500.000 ton/yıl olan projeyle ilgili) ... tarih ve ... sayılı "ÇED Olumlu" kararının verilmesiyle (kalker Ocağı üretimi 1.000,000 ton/yıl ve kırma eleme tesisi 250.000 ton/yıl olan projeyle ilgili verilen) dava konusu ... tarih ve ... sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararının fiilen uygulama kabiliyetinin kalmayacağı, başka bir ifadeyle, kalker ocağı ve kırma eleme tesisi projesi ile ilgili olarak aynı ruhsat sahası içerisinde denetim, süreç gibi hususlar bakımından farklı hukuki statüde olan iki ayrı ÇED kararının bulunamayacağının kabulü gerektiğinden, bakılmakta olan davanın konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idare ile davalı idare yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2(i) maddesi uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, Mahkeme kararında davacılar lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden, yeniden vekalet ücretine hükmedilmesine mahal olmadığına,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde, … TL yargılama giderinin ise davalı yanında müdahil üzerinde bırakılmasına,
5. Artan posta avanslarının istemleri halinde davalı idare ile davalı yanında müdahile verilmesine,
6. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 16/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 15. maddesinde; bu Yönetmeliğin ek-II listesinde yer alan projeler ile kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-II listesinde belirtilen projelerin seçme, eleme kriterlerine tabi olduğu kurala bağlanmıştır.
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED Gerekli Değildir kararlarının iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen ÇED Yönetmeliğinin ek IV'te yer alan seçme eleme kriterleri yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, kalker ocağı ve kırma eleme tesisi projesi bakımından, ÇED raporu ile PTD'de yer alan kapasitelere ve bu kapasiteye göre yapılan hesaplamalara bakıldığında, projenin konusu aynı olsa bile farklı projeler olduğu, bu yönüyle daha az kapasiteli olan dava konusu projeyle daha fazla kapasiteli olan diğer projenin çevresel etkilerinin de aynı olamayacağı, ayrıca "Entegre Kalker Ocağı, Kırma Eleme Plentmiks Tesisi Kapasite Artışı ve Mobil Konkasör Asfalt Plent Tesisi ve Andezit Bazalt Üretimi" projesiyle ilgili verilen ÇED Olumlu kararına karşı açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Dairemizin 16/03/2020 tarih ve E:2020/10662, K:2021/3926 sayılı kararıyla onanmasına karar verilmesiyle çoğunluk kararında belirtilen aynı projeyle ilgili iki farklı ÇED kararının bulunduğu hususunun da ortadan kalktığı dikkate alındığında, bakılmakta olan davada, daha önce temyiz incelemesi aşamasında verilen Dairemizin 20/05/2019 tarih ve E:2019/14062, K:2019/4585 sayılı kararında belirtilen hususların da açıklığa kavuşturulması amacıyla dava konusu projeye özgü keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere, Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.