16. Hukuk Dairesi 2013/118 E. , 2013/445 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan eski 819 parsel sayılı 8.016,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 118 ada 152 parsel numarasıyla ve 8.188,47 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 831 parsel sayılı 3.396,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 155 parsel numarasıyla ve 3.639,80 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 829 parsel sayılı 3.140,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 157 parsel numarasıyla ve 4.052,30 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 828 parsel sayılı 3.404,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 158 parsel numarasıyla ve 3.552,07 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 826 parsel sayılı 3.020,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 159 parsel numarasıyla ve 2.593,03 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 827 parsel sayılı 4.244,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 160 parsel numarasıyla ve 4.674,73 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, maliki olduğu 159 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün komşu parseller lehine eksildiğini belirterek; eksilen bölümlerin komşu parsellerden alınarak 159 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 03.05.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 160 parsel içerisindeki (A) harfi ile gösterilen 138,52 metrekarelik bölümün 159 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi ile 2.731,55 metrekare olarak tesciline, 160 parsel sayılı taşınmazın kalan bölümünün 4.536,21 metrekare olarak tesciline, 152,155,157 ve 158 parsel sayılı taşınmazların ise tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet ihtilafı olmayıp; 3402 sayılı Yasa"nın 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklı, ortak sınırın belirlenmesine ve uygulama kadastrosunun yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir. Hal böyle olunca uyuşmazlık, anılan yasa maddesi ve 29.11.2006 tarihli 26361 sayılı Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi Ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul Ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece çekişmeli 118 ada 159 parsel sayılı taşınmaz ile komşu 152, 155, 157 parsel sayılı taşınmazlar arasında sabit sınır olması, 158 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının belirlenmesinde genel kadastro sırasında ölçü ve tersimat hatası yapıldığı, uygulama kadastrosu sırasında yapılan ölçü ve sınırlandırmanın doğru olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Mahkemece tesis kadastrosuna ait kadastro tutanakları, uygulama kadastrosu
ada raporu getirtilmemiş, tesis kadatrosundan önceki tarihli hava fotoğrafları getirtilmek sureti ile söz konusu taşınmazlar arasındaki sınırda kadim ark olup olmadığı somut olarak saptanmamıştır. Her nekadar fen bilirkişisi raporunda çekişmeli Hazine taşınmazı olan 159 (eski 826) parsel sayılı taşınmazın eski 819, 829, 830 ve 831 parsel sayılı taşınmazlarla müşterek sınırında ark olduğu belirtilmiş isede; tesis kadastrosu haritasında bu ark gösterilmemiştir. Sadece bilirkişi beyanlarına dayanılarak müşterek sınırda ark olduğu kabul edilemez. Yine fen bilirkişisi raporundaki Eski 819, 828, 829 ve 831 parsel sayılı taşınmazlarda tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma ve ölçü hatası yapıldığı, 827 parsel sayılı taşınmazda ise bu hatanın yapılmadığı şeklindeki değerlendirmeler yüzeysel olup bu kanaatin gerekçeleri somut verilerle açıklanmamıştır. Bu şekilde yetersiz inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek tesis kadastrosu sonucu oluşan pafta ile varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar; tesis kadastrosu tutanakları, yenileme kadastrosu ada raporu, tesis kadastrosundan önceki tarihli hava fotoğrafları ile memleket haritaları gibi bilgi ve belgeler ile diğer tüm rapor ve belgeler toplanarak dosya keşfe hazır hale getirilmeli; bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve üç kişilik harita mühendisinden oluşan fen bilirkişisi kurulunun katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında zeminde mevcut olan çekişmeli 152, 155 ve 157 parsel sayılı taşınmazlar ile 159 parsel sayılı taşınmaz arasındaki arkın kadim olup olmadığı, tesis kadastrosu sırasında zeminde bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise taşınmazlar arasında sınır teşkil edip etmediği hava fotoğrafları ve memleket haritaları da değerlendirilerek tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, fen bilirkişilerine haritasında işaretlettirilmeli, yine 158 ve 160 parsel sayılı taşınmazlarla 159 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırda aynı yöntemle tespit edilmeli, farklı açılardan fotoğrafları çektirilmeli, fen bilirkişilerinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanılarak uygulama kadastrosunu denetlemeleri istenmelidir. Fen bilirkişileri raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalıdır. Ayrıca fen bilirkişilerinden, birincisi, ortofoto üzerinde tesis kadastrosuna ait harita ile yenileme haritasını "ada" bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda, üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita ve yenileme haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita düzenlemeleri istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra hata ve kaynağı kesin olarak belirlenmeli, değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda Kadastro Mahkemesinin görevine girmediği göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmamış, denetime imkan vermeyen yetersiz fen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Yetersiz inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz. Davacı Hazine"nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.