17. Hukuk Dairesi 2015/5641 E. , 2015/13014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda,kararda yazılı nedenlerle,davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm,davalı ...Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili,şirketleri tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan araca,davalıların işleten ve sürücüsü olduğu aracın 26.09.2011 tarihinde çarpmasıyla araçta hasar oluştuğunu, yaptırılan ekspertiz incelemesine göre tespit olunan hasar bedeli 8.249,58 TL"nin davalılardan rücuen tahsili için, ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/5856 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek davalıların icra takibine vaki haksız itirazlarının iptalini talep etmiştir.
Davalı ..., duruşmada alınan beyanında, sürücüsü olduğu araçla kaza yaptığını, aracın sigortalı olduğunu, karşı araç hasarının kendi sigortası tarafından giderildiğini kazadan bir yıl sonra öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili, kaza yapan araç yönünden işleten sıfatlarının bulunmadığını, aracı finansal kiralama sözleşmesiyle dava dışı 3. kişiye kiraladıklarını, bu nedenle kazada oluşan zarardan sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,kararda yazılı gerekçelerle,davanın kabulü ile davalıların ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/5856 E. sayılı dosyasında yapmış oldukları haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu sigortalısının aracında meydana gelen hasar bedelini, kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödeyen sigortacının, ödediği bedelin tahsili amacıyla başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde "işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve aracı üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85. Maddesinde ise "bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı ...zarara neden olan ... plakalı aracın maliki olup,davalı vekili tarafından ibraz olunan finansal kiralama sözleşmesi ile aracın, 2008 yılında 63 aylığına dava dışı ... Ltd.Şti"ne uzun süreli kiraya verildiği,daha sonra kira sözleşmesinin süresi dolmadan,09.03.2011 tarihinde kiracı değişikliği suretiyle ... Ltd.Şti"ne aracın kiralandığı,aracın sözleşme ile birlikte zilyetliğinin teslim edildiği,aracın zilyedinin kiracı şirkette olması itibariyle davalının işleten sıfatının kalmadığı ileri sürülmüştür.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurularak, davalı ...ye ait aracın dava dışı şirkete kiralandığına ilişkin taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı,kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, ibraz edilen sözleşme yükümlülüklerinin kim tarafından yerine getirildiği, gerektiğinde davalı işleten ve dava dışı kiracının varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat, cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, işletenlik sıfatının davalı şirkette mi, dava dışı kiracı şirkette mi bulunduğu hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de;davacı tarafından talep edilen rücuen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespiti yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle,davacı tarafça talep olunmayan icra inkar tazminatının,talep aşılarak hükme bağlanması yerinde olmadığı gibi,yasal şartlarının da oluşmadığı gözetilerek davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, bu davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ş."ne geri verilmesine 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.