17. Hukuk Dairesi 2015/5887 E. , 2015/12996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davacı şirket tarafından sigortalanan davalının maliki ve dava dışı ..."ın sürücüsü olduğu aracın yapmış olduğu trafik kazası sonucunda, zarar gören aracın kasko şirketi olan ...AŞ"ye toplam 13.896,00 TL ödeme yapıldığını, davacı şirketin sigortalısına rücu etme hakkına sahip olduğunu, ödenen tazminatın tahsili amacıyla davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/5152 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine borçlunun yetki ve borca itirazı nedeniyle takibin ... İcra Müdürlüğü"ne gönderildiğini ve ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/5073 Esas numarasını aldığını, davalının kendisine gönderilen ödeme emrinin tebliğinden sonra davalının takibe ve borca itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/5073 Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazının iptalini, icranın devamını ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; maliki olduğu aracın kazanın meydana geldiği gün ... isimli kişi tarafından kullanıldığını, kendisinin kazayla hiç bir ilgisinin bulunmadığını, kaza tespit tutanağında da ..."ın alkollü ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle kaza neticesinde meydana gelen hasarı ödemesi gereken kişinin ... olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile asıl alacak olan 13.400,00 TL"nin takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktar yönünden davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/5073 E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava zorunlu mali sorumluluk sigorta ilişkisinden kaynaklanan rücuen tazminat davasıdır.
2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol
miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
O halde, kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda, dava dışı sürücü Çağatay"ın 1,06 promil alkollü olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, alkolün trafik kazasına etkisi olup olmadığı araştırılmadan alınan rapora göre karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan inceleme yaptırılarak, olayın meydana geliş şekli, yol ve hava durumu nazara alınarak trafik kazasının münhasıran alkol etkisi altında olup olmadığı, alkolden başka etkilerin de bulunup bulunmadğı konularında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.