Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Sanıklar hakkında kasten yaralama eyleminden kurulan kararlarda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanıklar ..., ... ve sanık ... müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE, 2-Tehdit eyleminden kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyize gelince, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Alkol aldıktan sonra çıkan tartışmada sanıklar ..., ... ve ..."ın kavga ederek karşılıklı olarak birbirlerini darp ve tehdit ettiklerinin kabul edilmesi karşısında, olayın çıkış sebebi üzerinde durularak, karşılıklı tahrik oluşturabilecek eylemleri saptanıp, haksız davranışların öncelik sonralık durumu, etki-tepki biçiminde gelişip gelişmedikleri, ağırlık düzey ve derecelerine göre denge bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre tüm sanıklar hakkında TCK"nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanıklar ..., ... ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.