10. Hukuk Dairesi 2014/13111 E. , 2015/16098 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacı .... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava dışı işverene ait işyerinde çalışan sigortalının 25.02.2009 günü aynı işyeri çalışanı davalı ile tartışırken kasten kasıklarına atılan tekme sonucu yaşamını yitirdiği, iş kazası niteliğindeki olay sonrasında sigortalı için karşılanan sağlık hizmeti giderleri ve hak sahiplerine bağlanan ölüm gelirleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının yasal faiziyle birlikte rücuan alınması için işbu davanın açıldığı, mahkemece yapılan yargılamada, gerçekleşen ölüm ile davalının tekme darbesi arasında nedensellik bağının varlığını ortaya koyan 01.11.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporu düzenlendiği, inşaat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, iş kazasının oluşunda davalının %25, işverenin %25, sigortalının %25 oranında kusurunun bulunduğunun, sigortalının rahatsızlığın ölüme etkisinin %25 oranında olduğunun belirtildiği, ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/406 Esas numaralı davasında davalının sanık olarak yargılandığı anlaşılmakta olup %25 oranındaki davalı kusuru kapsamında istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21/4. maddesinde, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû
edileceği bildirilmiş, 76/son maddesinde, genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere kastı veya suç sayılır bir davranışı veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması ya da ihmali nedeniyle Kurum"un sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla belirlenen üçüncü kişilere, Kurum"un yaptığı sağlık hizmeti giderlerinin tazmin ettirileceği açıklanmıştır.
Yukarıdaki açıklama ve yasal düzenlemeler ışığında dava değerlendirildiğinde, belirtilen ceza davasının sonucu araştırılmalı, anılan dosya içeriğinden de yararlanılarak olayın oluş şekli açıklıkla ortaya konulmalı, sigortalının haksız kışkırtma niteliğindeki eylemi belirlendiği takdirde, sağlık hizmeti giderlerinin tümü, gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin ise yarısı esas alınmak suretiyle, sigortalıyı kasten öldürmekle %100 oranında kusurunun varlığı belirgin olan davalı hakkında Borçlar Kanunu hükümleri gereğince hakkaniyet indirimi uygulanarak elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmadan mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yöntemince düzenlenmeyen, maddi olgu ve gerçeklikten uzak bilirkişi raporunun hükme dayanak kılınması isabetsiz olduğu gibi, 5510 sayılı Kanunun üçüncü kişilerin sorumluluğunu düzenleyen 21/4. maddesinde gerçek zarar saptaması öngörülmemesine karşın yanılgılı değerlendirme sonucu hak sahiplerinin gerçek zararlarının hesaplanması da usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.