12. Ceza Dairesi 2021/1391 E. , 2021/6884 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret, tehdit
Hükümler : 1- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
2- Hakaret suçundan TCK’nın 125/1, 62, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine, hakaret ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 02.12.2020 tarihli tevdi kararı uyarınca; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanığın temyizi ile ilgili olarak görüş içeren ek tebliğnamenin düzenlendiği belirlenerek yapılan incelemede:
A) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın, hakkında 04.12.2018 tarihli kararla verilen ve ancak gerekçesine yönelik olarak temyiz edilebilecek olan beraata ilişkin hükmü gerekçesine değinmeksizin temyiz ettiği ve beraat hükmünü temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
B) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık hakkında hakaret suçundan dolayı 04.12.2018 tarihinde doğrudan hükmedilen 1500 TL"den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
C)Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen “tehdit” suçuna ilişkin olduğu, tehdit suçu için TCK"nın 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde temel ceza miktarının “altı aydan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile “...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...” ibarelerinin, aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, tehdit suçu açısından TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.