Esas No: 2021/10926
Karar No: 2022/5586
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/10926 Esas 2022/5586 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık ... hakkında açılan davada, suç tarihindeki kanunların ve cezaların incelenmesi sonucunda, 6455 sayılı Yasa'nın değişik 5607 sayılı Yasa'nın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2 maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası da gözetilerek sonuca varılması gerektiği vurgulanmıştır.
Kararda, ayrıca sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığına dair dosyaların incelenerek değerlendirilmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri olarak ise, 5607 sayılı Yasanın 3/18, 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddeleri, 6455 sayılı Yasa ve 7242 sayılı Yasanın
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... ve ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Katılan Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat kararlarına yönelik sınırlı temyiz talebinin incelenmesinde;
Olaya ilişkin 17/07/2013 tarihli tutanak ile telefon görüşme kayıtlarının incelenmesinde, sanık ...'tan ele geçirilen 130 karton kaçak sigaranın sanık ... tarafından gönderildiği, bedelinin de sanık ...'un hesabına yatırıldığı olayda, sanıklar Osman ve Mehmet'in aşamalardaki savunmalarında bahsi geçen GSM hatlarını kullanmadıklarını, TAPE kayıtlarındaki görüşmeleri yapmadıklarını belirtmeleri karşısında; TAPE kayıtlarının tutulduğu CD'ler dosya arasına alınıp, belirtilen GSM hatlarına ait abonelik sözleşme asılları getirtilerek, TAPE kayıtlarının tutulduğu CD'lerdeki sesler ile abonelik sözleşme asılları üzerinde yer alan imza, yazı ve rakamların sanıklar Osman ve Mehmet'e ait olup olmadıkları hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp gerektiğinde GSM hatlarının adlarına kayıtlı oldukları kişiler de dinlenip sanıkların hukuki durumlarının sonucuna göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
II-Sanık ...'ın temyiz talebinin incelenmesinde;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar
indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa'nın 3/18 maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22 5/2 maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında 5607 sayılı Kanunun 3/18.maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile dava açıldığı halde, 5271 sayılı CMK'nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/10. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Hüküm fıkrasında, sanığın 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/10. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmesine karşın, hükmün gerekçe kısmında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/10. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişkiye neden olunması,
3-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 17.07.2013, iddianame düzenleme tarihinin 25.11.2013 olduğu,
UYAP kayıtlarının yapılan incelemesinde, İstanbul Anadolu 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/639 Esas, 2014/485 Karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 17.07.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 27.11.2013olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
4-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1.maddesi yerine TCK'nun 62.maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-Dava konusu eşyanın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK.nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK.nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK.nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
6-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ...'nin davaya katılan olarak kabul edilmesi,
7-5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar bakımından engel hali bulunmadığı anlaşılan, savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığa "eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı" olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/9. fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, kamu zararının giderilmediği gerekçesi ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
,