Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/8643
Karar No: 2014/13407
Karar Tarihi: 02.06.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/8643 Esas 2014/13407 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, taksirle infilak sonucu birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan 2 yıl 11 ay hapis ve 285 TL adli para cezası ile cezalandırıldı. Ancak, Yargıtay bozma ilamından önceki yargılamada sanığın kendisi tarafından atanan vekaletnameli müdafii avukatın baro levhasından kaydının silinmesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlanması ve sanığa yeni bir müdafii atanması için imkan tanınmaması sebebiyle Adalet Bakanlığı yasa yararına bozma isteminde bulundu. Ancak, karar henüz kesinleşmediği için istemin reddine karar verildi. Kararda, Türk Ceza Kanunu’nun 383/2-ikinci cümle ve 59. maddelerine atıf yapıldı.
12. Ceza Dairesi         2014/8643 E.  ,  2014/13407 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Karar Tarihi : 19.03.2010

    Taksirle infilak sonucu birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan sanık ..."ün 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 383/2-ikinci cümle, 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis ve 285 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ermenek Ağır Ceza Mahkemesinin 19/03/2010 tarihli ve 2009/26 esas, 2010/14 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay bozma ilâmından önceki yargılamada sanığın müdafiiliğini yapan Avukat ... un 22.06.2007 tarihinde baro levhasından kaydının silindiğinin 22.01.2010 tarihli talimat yoluyla alınan savunmasında ve tüm yargılama sürecinde sanığa bildirilmeden, sanığın savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 29.11.2012 gün ve 2012/17411/67457 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.12.2012 gün ve 2012/303895 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın kendisi tarafından atanan vekaletnameli müdafii Avukat ... un sanık hakkında verilen 05/10/2006 tarih ve 2004/2-2006/34 sayılı ilk hükmü temyiz etmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03/06/2009 tarih ve 2009/4165-6765 sayılı kararı ile bozulduğu, bozma sonrası sanık müdafine tebligat çıkarılmadığı, sanığın talimatla ifadesinin alındığı Gebze Ağır Ceza Mahkemesinin 22/01/2010 tarihli talimat duruşmasında duruşmadan vareste tutulmayı talep edip savunma yaptığı fakat müdafii konusunda bir beyanının tutanağa geçmediği, yapılan yargılama sonucu sanık hakkında 19/03/2010 tarih ve 2009/26-2010/14 nolu kararı ile 2 yıl 11 ay hapis ve 285 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanığın tebligat saatlerinde adresinde olmaması nedeniyle mahalle muhtarına Tebligat Kanunun 21. maddesine göre tebliğ edildiği ve süresi içerisinde temyiz edilmediği, sanıkla birlikte aynı olayda yargılanan diğer sanıklar hakkında verilen çeşitli mahkumiyet kararlarının ise bu sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 23/02/2012 tarih ve 2012/6498-5079 nolu kararı ile zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, dosya mahal mahkemesine döndükten sonra kesinleştirme işlemleri yapıldığı sırada sanık ... hakkındaki kararın temyiz edilmediğinin anlaşılması üzerine kesinleştirme işlemi yapılırken kararın sanık müdafine tebliğ edilmemesi sebebi araştırıldığında Konya Barosu başkanlığına yazılan 22/06/2012 tarih ve 2009/26 sayılı yazıya verilen 27/06/2012 tarih ve 1805 sayılı cevapta, sanık müdafii Avukat ... un 22/06/2007 tarihinde "fiilen avukatlık yapmayacağından bahisle baro levhasından kaydının silindiğinin" bildirildiği, sanığın talimatla ifadesinin alındığı 22.01.2010 tarihli celsede veya öncesinde müdafinin barodan kaydının silindiğinin bildirilmediği anlaşılmakla;
    Vekille takip edilen işlerde Tebligat Kanunun 11. maddesi gereğince tebligatın vekile yapılması gerektiği, sanığın kendisi tarafından atanan vekilinin yargılama devam ederken avukatlık mesleğinin icrasını bırakması üzerine, mahkemece sanığa bu durumu bildirir açıklamayı içerir tebligat yapılarak yeni bir müdafii tayini için imkan tanınması, şayet sanık tarafından yeni bir müdafii atanırsa gerekçeli kararın bu müdafiye, atanmaz ise sanık asile yapılarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği halde sanığa vekilinin vekillikten ayrıldığı bildirilmediğinden sanığa yapılan tebligata sonuç yüklenemeyeceği,
    Yasa yararına bozma kurumu istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hakimlik veya mahkeme kararlarına karşı başvurulabilen olağanüstü bir yasa yolu olduğundan, öncelikle kesinleşmiş bir hüküm veya kararın olması gerekmektedir.
    Somut dosyamızda ise yukarıda anlatılan gerekçelerle usulünce kesinleşmiş bir karar bulunmadığından, Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin bu aşamada reddine karar vermek gerekmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, hükmün henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
    2- Dosyanın, sanığa müdafinin avukatlık mesleğini bıraktığı ihtarını bildirir tebligat yapılarak, tebligat eksikliğinin ikmalinden sonra müteakip işlemlerin tebliğ sonucuna göre mahallinde yapılması için Yargıtay’a gönderilmesi için mahkemesine iadesine, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi