20. Hukuk Dairesi 2011/15852 E. , 2012/1321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24/05/2011 gün ve 2011/5003 - 6215 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... ...mirasçıları vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ile Çevre ve Orman Bakanlığına (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) vekâleten Hazine vekili 24.12.2008 tarihli dava dilekçesiyle ... ilçesi ... eski 2333 (yenileme ile 131 ada 1) ve eski 2334 (yenileme ile 131 ada 9) sayılı parsellerin yörede 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, 1991-1992 yıllarında yapılıp kesinleşen, 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan, davalılar adına tapuya kayıt edildiğini, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki, çekişmeli parselin bu bölümüne ilişkin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemenin davanın KABULÜNE, çekişmeli parselin tapu kaydını iptaline ve 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline ilişkin 02.07.2008 günlü kararı davacı Bakanlık ve Hazine, davalılar Yahya ...mirasçılar ...ve ark (duruşmalı), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... , ... ... tarafından temyiz edilmiş, tüm temyiz itirazları red edilerek mahkeme hükmü DAİRENİN 24.05.2011 gün ve 2011/5003-6215 sayılı kararı ile ONANMIŞ, bu kez davalı ... mirasçıları ...ve arkadaşları tarafından, murisleri ..."ın karardan önce öldüğü, kendilerin dava dilekçesi yöntemince tebliğ edilmeden davanın karara bağlandığı, savunma haklarının kısıtlandığıını savunarak, dairenin onama kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmek üzere yerel mahkme kararını bozulmasını istemişlerdir.
Gerçektende mirasçıları tarafından karar düzeltme dilekçesine eklenen Şişli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.06.2005 günlü veraset ilamından, tapu kayıtlarına göre çekişmeli parsellerde 330 pay sahibi olan ..."ın dava tarihinden sonra ancak karardan önce 23.03.2005 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Mirasçıları davadan haberdar edilip, davaya devamla hüküm kurulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve 2011/11-554 -2011/684 sayılı kararında da değinildiği gibi, davalı ... ..."ın öldüğü tarihde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 73. maddesinde (6100 sayılı HMK’nun 27. maddesi) açıkça belirtildiği üzere;
1) Kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakim tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmede hükmünü veremez.
2) Mahkemece davacı ..."nin ölümüyle mirasçıları davadan ve duruşma gününde haberdar dilip, kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayılır. Öte yandan, bir davada tarafların davanın yargılanması süresince taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği dava şartı ( HMK m.114/1 - d) ve usul hukukunun temel ilkelerindendir.
1086 sayılı Hukuk Yargılama Usul Yasasının 41. maddesi ve karardan sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde diğer tarafın istemiyle hakim davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re sen gözetilmesi gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içermektedir. Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değildir. Tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilerek, dava dilekçesi dava sırasında ölen davalılardan..."ın tüm mirasçılarına tebliğ edilerek, davalı sıfatıyla savunma yapabilmeleri için olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, yargılamaya devamla tahkikatın sona erdirilerek esas hakkında karar verilmesi usul ve Yasaya aykırı olup, yerel mahkeme kararın bu nedenle bozulması gerekirken, onanmasına ilişkin Daire kararı yanılgıya dayalı olup kaldırılması ve yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ...mirasçılarının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 24.05.2011 gün ve 2011/5003 Esas ve 2011/6215 sayılı onama kararının kaldırılmasına, aynı nedenlerle Yerel Mahkemenin 02.07.2008 gün ve 2004/652-201 sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde yatıranlara iadesine 07/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.