Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1200
Karar No: 2012/4432
Karar Tarihi: 20.03.2012

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/1200 Esas 2012/4432 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir uyuşmazlıkta, davacının kira alacağının tahsili istemiyle yaptığı takibe borçlu tarafından yapılan itirazın kaldırılması istemi reddedilmiştir. Ancak itirazın teknik manada imzaya itiraz olmadığı ve uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle bu karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak İİK'nun 269. ve 269/2. maddeleri incelenmiştir. İİK'nun 269. maddesi gereğince alacaklının adi yazılı sözleşmeye dayanması halinde, borçlunun imzayı açıkça ve kesin olarak reddetmesi halinde, itirazın kaldırılması istenemeyeceği belirtilmiştir. İmzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi gerçek kişilerde imzanın kendisine ait olmadığı net bir şekilde belirtilmesi şeklinde olmalıdır. Tüzel kişilerde, imzanın sözleşme yapıldığı tarihteki temsilcisine ait olmadığının belirtilmesi gerekmektedir. 269/2. maddesinde ise takip tarihindeki tüzel kişi temsilcisinin imzanın “şahsına ait olmadığı” şeklinde itirazı, şirketin yetkili birden fazla temsilcisinin olması, sözleşmenin yapıldığı tarihteki temsilcinin değişmiş olması karşısında \"imzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi\" niteliğinde değildir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2012/1200 E.  ,  2012/4432 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması

    İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili istemi ile yapılan takibe vaki itirazın kaldırılması istemidir. Mahkemece, uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
    İİK"nun 269. maddesi gereğince yapılan icra takiplerinde, alacaklının adi yazılı sözleşmeye dayanması halinde, borçlunun “açıkça ve kesin olarak” imzayı reddetmesi halinde, uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden, itirazın kaldırılması talep edilemez. İmzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi gerçek kişilerde imzanın kendisine ait olmadığı net bir şekilde belirtilmesi şeklinde olması gerekirken, tüzel kişilerde, imzanın sözleşme yapıldığı tarihteki temsilcisine ait olmadığının belirtilmesi şeklinde olmalıdır. Takip tarihindeki tüzel kişi temsilcisinin imzanın “şahsına ait olmadığı” şeklinde itirazı, şirketi temsile yetkili birden fazla temsilci olması, sözleşmenin yapıldığı tarihteki temsilcinin değişmiş olması karşısında İİK"nun 269/2. maddesinde belirtilen şekilde teknik manada “imzaya itiraz” niteliğinde değildir. Dolayısı ile bu durumda alacaklının icra mahkemesinden, itirazın kaldırılmasını talep etme hakkı vardır.
    Somut olaya gelince, davacı alacaklı, 28.07.2011 tarihinde başlattığı icra dosyasında kiralayanı ... ve ..., kiracısı ... Otomotiv Tur.İhracat İthalat Paz. ve Tic Ltd. Şti olan 01.11.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden, ödenmeyen 2011 yılı kirası 55000 € kira alacağına yönelik takipte bulunmuş, davalı borçlu şirket, temsilcisi ..., ör:13 no"lu ödeme emrinin tebliği üzerine, yasal süresi içerisinde “kira sözleşmesinde kiracı kısmında gözüken iki imzadan hiçbirisi şahsıma ait değildir. İmza sirküleri incelendiğinde bu durum açıkça gözükecektir. Bu nedenle imzaya itiraz ediyorum” demek suretiyle borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu itirazında sözleşmenin imzalandığı tarihte, imzanın, şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığına ilişkin bir itirazı bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının imzanın “şahsına” ait olmadığı yönündeki itirazı, İİK.nun 269/2 maddesi kapsamında teknik manada “imzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi” niteliğinde değildir. Nitekim davalı borçlu da, sözleşmenin imzalandığı tarihte kendisinin şirket temsilcisi olmadığını, duruşmada beyan etmiştir. Buna göre, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Karar bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi