Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/8621 Esas 2010/21794 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
 Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine geçildiği ve icra müdürlüğünce çıkartılan ödeme emrinin, borçlunun çarşıda olması sebebiyle işçisi O. Ç. imzasına tebliğ edildiği görülmektedir.
Borçlu vekili icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; müvekkilinin sabit ikametgah adresi yerine aralıklarla uğradığı şirket adresine tebligat yapıldığını, 09/02/2010 tarihinde takipten haberdar olduklarını, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu öne sürmüştür.
İcra müdürlüğünce gerçekleştirilen tebliğ işlemi, takipte taraf olmayan . . ...... A.Ş."nin adresine çıkartılmış, 18/08/2010 tarihinde şirket vekili tarafından yanlışlıkla alınan tebligat iade edilmiştir. Konu ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesi aynen; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." hükmünü içermektedir. Bu durumda borçlunun zaman zaman uğramış olduğu şirket adresine yapılan tebliğ işlemi usulsüz olup, hak zayiine sebebiyet vereceği gibi, yukarıda açıklanan yasa maddesine de uygun bulunmamaktadır.
O halde mahkemece, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik istemin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/09/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.