Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/14347
Karar No: 2022/1934
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/14347 Esas 2022/1934 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, 201 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tescili davasında, davacının dayanağı olan 01.08.1997 tarihli tapu kaydı ile aynı kökten gelen ve aynı mevki ve hudutları içeren 01.04.1950 tarihli tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı kabul edilmiş ancak yapılan keşiflerde çok sayıda husus açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu nedenle, revizyon durumu da dahil olmak üzere tapu kayıtları ve kadastro tutanakları gibi belgelerin doğru ve tam olarak getirtilmesi, yerel bilirkişi, tespit bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanlarına dayanarak yapılacak keşiflerin detaylı bir şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu işlemler sonunda, tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, 6100 sayılı HMK’nin 31. maddesi gereğince yeni tanık bildirme imkanı da tanınması gerektiği ifade edilmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı H
8. Hukuk Dairesi         2021/14347 E.  ,  2022/1934 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVALILAR : ... ve Müşterekleri
    DAVA TÜRÜ : Kadastro

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği önceki tarihli karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “01.04.1950 tarihli 1, 2 ve 3 sayılı tapu kayıtlarının tesislerinden itibaren tüm tedavülleri varsa haritaları ve dayanağı olan belgeler ile birlikte dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup saptanarak, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının onaylı örneği, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tutanak örnekleri varsa oluşumundan itibaren dayanakları olan kayıtların getirtilmesi; dosya tamamlandıktan sonra mahallinde 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tüm tespit bilirkişileri, tarafların gösterecekleri tanıklar, teknik bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılması, keşifte 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesi göz önüne alınarak varsa haritalar uygulanmak suretiyle, haritaların bulunmaması halinde kayıtların sınırlarına göre tapu kayıtlarının kapsamlarının belirlenmesi, kayıtların kapsamı belirlenirken varsa dava dışı revizyon gördüğü taşınmazların göz önüne alınması, çekişmeli taşınmazların kayıt kapsamı dışında kaldığının tespit edilmesi halinde, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan bu yerin öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, tarafların müşterek murisinden geliyor ise yöntemince yapılmış taksimin bulunup bulunmadığı, mirasçılar arasında pay satışlarının olup olmadığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü, kimin ne zamandan beri taşınmaza zilyet olduğu hususlarının etraflıca sorulması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda temyize konu 201 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davacı ... oğlu ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ..., dava konusu 201 ada 18 parsel sayılı taşınmazın müşterek muris ... tarafından kendisine hibe edildiği iddiasıyla tespitin iptali ile taşınmazın adına tescilini istemiş ve 01.08.1997 tarihli 1 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Davalı ... ve ..., dava konusu taşınmazın müşterek muris ...’tan intikal ettiğini, muris, davacı ile birlikte yaşadığından ve yaşlı olduğundan muris adına taşınmazı davacının kullandığını ancak davacıya hibe edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacı ...’ın davasının kabul gerekçesi açıkça belirtilmemekle birlikte karar içeriğinde davacı dayanağı 01.08.1997 tarihli 1 sıra numaralı tapu kaydı ile aynı kökten gelen ve aynı mevki ve hudutları içeren 01.04.1950 tarihli 1 sıra numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı ifade edilmiş; dolayısıyla davacı dayanağı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı kabul edilmiştir. Ancak, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Dava konusu taşınmazın evveliyatının müşterek muris ...’a ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının iddia ettiği gibi murisin sağlığında taşınmazı davacıya hibe edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
    Mahkemece mahallinde yapılan keşiflerde davacı dayanağı tapu kaydı hudutları sorulmuş ise de hudutların uyduğu belirtilen komşu taşınmazların tümünün tutanakları getirtilmemiş, şahıs okuyan hudutlardaki isimlerin kim olduklarına ilişkin olarak alınan beyanların doğruluğu nüfus kayıtlarından yararlanmak suretiyle denetlenmemiştir. Bu haliyle davacı dayanağı tapu kaydının taşınmazı kapsayıp kapsamadığını net şekilde söylemek mümkün değildir. Ayrıca davacı dayanağı tapu kaydı tesisinden itibaren incelendiğinde; 2/3 payın 01.08.1997 tarihli 1 sıra numaralı kayıtta tarafların müşterek murisi ...’ın hibesi ile davacı ... adına kayıtlı olduğu, ancak Temmuz 315 tarihli 195 sıra numaralı kök kayıtta müşterek muris ...’ın müracaata kalan payı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu payın durumu Mahkemece tartışılmamıştır.
    Öte yandan; davacı bozma öncesi yapılan keşifte, murisin burayı kendisine hibe ettikten sonra taşınmazı birlikte kullandıklarını beyan etmiş, ancak murisin taşınmazı hangi iradeyle kullanmaya devam ettiği, malik sıfatıyla asli zilyetliği davacıya devredip devretmediği üzerinde durulmamış, murisin taşınmazı gerçekten davacıya hibe edip etmediği hususu netleştirilmemiş, yerel bilirkişi ve tanıkların uyuşmazlığı aydınlatmaya elverişli, görgüye dayalı somut beyanları alınmamıştır.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle davacı dayanağı 01.08.1997 tarihli 1 sıra numaralı tapu kaydının revizyon durumu yerel Tapu Müdürlüğünden sorulmalı, revizyon gördüğü başka taşınmazlar bulunduğu takdirde bu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve varsa Mahkeme kararları getirtilmeli, önceki keşif ve bilirkişi raporunda tapu hudutlarının uyduğu belirtilen komşu 201 ada 20 ve 22 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve varsa tespite esas dayanak kayıtları getirtilerek dosya içerisine alınmalı, gerekirse taraflara 6100 sayılı HMK’nin 31. maddesi gereğince yeni tanık bildirme imkanı tanınmalı, ardından çekişmeli taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve taraf tanıkları ile keşif yapılarak davacı dayanağı tapu kaydı mevki ve hudutları tek tek okunarak yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, fen bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri, denetime elverir şekilde düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, tapu kayıtlarının uyup uymadığı komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla ayrıca şahıs okuyan hudutlardaki isimlerin kim olduklarına ilişkin olarak alınan beyanların doğruluğu nüfus kayıtlarıyla denetlenmelidir. Belirtilen şekilde yapılan tapu uygulaması neticesinde tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı kesin şekilde belirlendiği takdirde 2/3 payın müşterek muris ...’ın hibesiyle davacı adına kayıtlı olduğu ancak Temmuz 315 tarihli 195 sıra numaralı kök kayıtta müşterek muris ...’ın müracaata kalan payı bulunduğu dikkate alınarak bu payın da haricen hibe edilip edilmediği üzerinde durulmalı, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalmadığı belirlendiği takdirde ise yerel bilirkişi, tespit bilirkişi ve taraf tanıklarından murisin dava konusu taşınmazı sağlığında davacıya hibe edip etmediği, ettiyse ne zaman ettiği, hibeyle taşınmazın malik sıfatıyla asli zilyetliğinin de davacıya devredilip devredilmediği, taşınmazın kim tarafından ne şekilde kullanıldığı hususunda görgüye dayalı somut beyanları alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davalılara iadesine 03.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi