12. Ceza Dairesi 2013/25493 E. , 2014/13368 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hüküm : Beraat
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre; sanık ..."in ortağı olduğu ve sanık ..."in bilgi teknolojileri müdürü olarak görev yaptığı firmanın genel müdürü olan katılan ..."in, şirketin kendisine tahsis ettiği elektronik posta adresini kullanarak, aynı firmada kalite ve güvence müdürü olarak çalışan ... isimli kişiye gönderdiği, “..., ..."in bahsettiği konular "üretim" değil, "tasarım" sorunlarıdır. Sizin şu günlerdeki önceliğiniz 10-12 Mayıs tarihleri arasındaki audittir. Bu konularda ... Bey gerekli uyarıları zaten yapmıştır. Bu tür soruların size yöneltilmesi iyi niyet göstergesi değildir. Büyük bir ihtimalle sizin bu konularda yeterli olmadığınızı kanıtlamak için provakatif davranıyorlar. Yapacağınız en doğru şey, bu soruları doğrudan Teknik Müdürlüğe ve Tasarıma yönlendirerek, onlardan, Hüseyin Bey adına cevap vermelerini istemeniz olacaktır. Bu da onların oyunlarını bozacaktır. Yoğunluğunuzu bu tür derin tasarımsal sorunlar yerine, şu ana kadar yaptığınız gibi, "sistem ve proses" üzerinde artırmanızı rica ediyorum. Bana güvenin. Saygılarımla.” ibarelerini taşıyan, 05.05.2010 tarihli elektronik iletinin, sanıklar tarafından okunup, bu elektronik iletiye dayalı olarak katılanın iş akdinin feshedilmesi ve firma tarafından, katılana, “Bilindiği üzere, 15.07.2010 tarihinde; 1. Şirketimizde genel müdür olarak görevde bulunduğunuz sürede, işinizin yöneticilik ilke ve yöntemlerine uygun olarak yürütülmesi, bunun gereği olarak şirketin tüm birimleri ve personeli arasında ahenk ve koordinasyonun sağlanması, çalışan diğer yönetici ve personel arasında çıkabilecek çatışma ve kırgınlıkların giderilmesi yönünde olumlu çaba gösterilmesi gerektiği halde, bunun tam aksine, yöneticiler ve personel arasında iş motivasyonunu bozan çatışmalara, kendinize bağlı grup oluşturma ve üst yönetime karşı kadrolaşma yönünde tutumlar izlemeniz, 2. Bu tutumunuza karşı üst yönetim tarafından uygun yöntemlerle uyarılmanıza rağmen bu tutumunuzdan vazgeçmemeniz, 3. Son olarak da Mayıs 2010 ayında Yönetim Kurulu Üyemiz Sn. ....nın iş verim ve kalitesinin yükseltilmesi konusunda bir departman yöneticisine gönderdiği ve ayrıca sizin de bilgilendirildiğiniz bir yazı üzerine, ilgili departman yöneticisine gönderdiğiniz yazıda, iş düzen ve istikrarına tamamen aykırı, iş ahlak ve kurallarına, iş disiplinine aykırı, tahrik edici ve bozgunculuk telkin edici ve üst yönetimin öneri ve talimatlarının hiçe sayılmasını tavsiye eden yazınızın 14.07.2010 tarihinde öğrenilmesi, 4. Bu hususların tarafınızca da tevil edilemeyecek maddi delillere dayanması, nedenleriyle iş sözleşmenizin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/2. maddesi uyarınca bildirimsiz olarak feshedildiği tarafınıza şifaen tebliğ edilmişti...” ibarelerine yer verilen ihbarnamenin gönderilmesini müteakip, katılanın, haberleşme hürriyetine müdahalede bulunulduğuna dair şikayeti üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, sanıkların TCK"nın 132/1-2. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Çalıştığı şirketteki pozisyonu ve daha önce sanık ..."e gönderdiği, “..., Son zamanlarda fark ettiğim bir konu var. Çalışanlarımızın bazıları ...com uzantılı iş mail adreslerini özel iletişimleri içinde kullanıyorlar. Bir sürü, işimizle ilgili olmayan yerlerden, gerekli gereksiz, dışarıdan mail geliyor. Bu konuda kısıtlayıcı anlamda bir kural oluşturup bunu herkese duyuralım. Teşekkürler. Saygılarımla.” şeklindeki 08.05.2009 tarihli elektronik ileti içeriğine nazaran, iş yeri tarafından tahsis edilen elektronik posta hesaplarının, iş verenlerin denetimine açık olduğunu ve bu hesaptaki elektronik iletilerin depolandığını bilen katılanın, iş yeri ile ilgili bir konu hakkındaki açıklamalarını içeren elektronik iletiyi, aynı iş yeri çalışanına, görevi gereği kendisine verilen elektronik posta adresini kullanarak göndermesi karşısında, katılanın haklı bir gizlilik beklentisinden söz edilemeyeceği anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, sanıklara yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına hükmedilen maktu vekalet ücretinin, devlet hazinesi yerine, katılandan alınmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1 ve 2. paragraflarının, “Yapılan yargılama sonunda, sanıklara yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince, sanıkların beraatlerine,”, “Beraat eden ve kendisini aynı vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13/5. maddesi gereğince, 1.200,00 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesine” şeklinde değiştirilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.