6. Hukuk Dairesi 2021/1487 E. , 2021/1404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, icra memur muamelesini şikayet istemine ilişkin olup mahkemece şikayetin kabulüne dair verilen karara karşı şikayet olunan vekilince temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin (kapatılan 23.Hukuk Dairesi) 2015/9835E.,2018/2171K. Sayılı ilamıyla bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde dava dışı Şekerbank lehine ipotek tesis edildiğini, kredinin borçlu lehine şikayet olunan ... tarafından ödenmesi üzerine ...’a temlik edilen ipoteğin geçerli ve şikayetçi haczinden önce olduğunu, üst sınır ipoteği olması nedeniyle şikayet olunan ...’a en fazla 65.000 TL verileceği gözetilerek bu bedelin şikayet olunana verilmesi gerekirken şikayetin tamamen kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre 65.000 TL’lik ipoteğe ipotek temlik tarihi ile taşınmaz satış tarihi arasında 117.401,56 TL faiz işlediği, şikayet olunan ...’ın kanunen ipoteğin lehdarı olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlem ile taraflardan birinin lehine (diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli kazanılmış hak kavramı, usul hukukunun temel prensiplerinden olup, HUMK ve HMK"da bu yönde bir düzenleme bulunmamakla birlikte gerek doktrinde gerek uygulamada kabul edilmiş ve uygulanagelmiştir. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı kararında vurgulandığı üzere, "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzda bu şekildeki usule ait müktesep hakka ilişkin açık bir hüküm konulmuş değilse de, Yargıtay"ın bozma kararında hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan gayesi ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadı ile kabul edilmiş olması yanında, hukuki alanda istikrar gayesine dahi ermek üzere kabul edilmiş bulunması bakımından usule ait müktesep hak müessesesi, usul kanununun dayandığı ana esaslardandır ve kamu düzeni ile de ilgilidir. Kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle Yargıtay"ca da resen dikkate alınır.
Esasen, hukukun kaynağı sadece kanun olmayıp, mahkeme içtihatları dahi hukukun kaynaklarından oldukları cihetle, söz konusu usuli müktesep hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmez." denilmiştir. Yargıtay"ın bozma kararı nedeniyle doğan hak iki çeşit olup, (1) mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, (2) bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haklardır. Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapması zorunludur. Yargıtay"ın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir.
Bu anlatımlar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Dairemizin uyulan bozma ilamında açıkça, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu ve 65.000 TL için teminat teşkil ettiği ve bu nedenle de Hasan Topbaş’a en fazla 65.000 TL verileceği gözönünde bulundurularak bu bedelin şikayet olunan ..."a verilmesi gerektiğinin belirtilmesine karşın, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen şikayet olunan alacağı için bilirkişi hesabı yaptırılıp 65.000 TL ipotek için şikayet olunan lehine işleyecek faizin 117.401,56 TL olduğu kabul edilerek usuli kazanılmış hakkı ihlal niteliğinde şikayetin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 11.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.