Esas No: 2022/2993
Karar No: 2022/5738
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2993 Esas 2022/5738 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların 5607 sayılı kanuna muhalefet suçundan mahkumiyetlerine ilişkin kararın temyiz talebi reddedilmiştir. Ancak, tebligatın usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle sanığın temyiz talebinin kabul edilerek mahkemenin kararı yeniden incelenmiştir. Dosya incelendiğinde, sanıkların suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasanın değişik 5607 sayılı yasanın 3/18. maddesi kapsamında, suç tarihinden sonra ise 6545 ve 7242 sayılı yasalar ile değiştirilen aynı maddenin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkraları kapsamında kaldığı belirlenmiştir. Bu nedenle, sanıkların cezaları 7242 sayılı yasanın eklediği düzenlemeler doğrultusunda yeniden değerlendirilecektir. Ayrıca, sanıkların müsaderesine karar verilmesi gerektiği, sanıkların hukuki durumunun yerel mahkemede belirlenmesi zorunluluğu vurgulanmıştır. Ayrıca, sanıkların mahkumiyeti halinde vekalet ücretlerinin müteselsilen değil, eşit olarak yükletilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 6455 sayılı Yasa, 5607 sayılı Yasa'nın 3/18. maddesi, 6545 sayılı Yasa, 7242 sayılı Yasa, TCK'nun 43. ve 54/4. maddeleri,
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : 03/11/2014 tarihli karar ile hükümlülük, müsadere; 03/02/2015 tarihli ek karar ile sanık ...'in temyiz talebinin reddine
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık ...'e gıyabi kararın ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğundan, 09/12/2014 tarihinde tebliğ-tebellüğ belgesi ile bizzat tebliğ edildiği ancak, 5271 sayılı CMK'nun 35/3.maddesindeki "İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar kendisine okunup/anlatılır" şeklindeki düzenleme karşısında, tebligatın usulüne aykırı olduğu anlaşılmakla, sanığın cezaevinden gönderdiği 27/01/2015 tarihli temyizi süresinde kabul edilerek, mahkemeninde temyiz isteminin reddine ilişkin 03/02/2015 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
1)Suç tarihleri ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıklar ... ve ...’in eylemlerinin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkralarının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2) 24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1) Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık ...’nın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 08.07.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 16.08.2013 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında halen derdest olan ve ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/177 Esas sırasında kayıtlı dosyasında suç tarihinin 2012, iddianame düzenleme tarihlerinin ise 31.01.2014 ve 08.02.2016 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2) Sanıklarda ele geçen 1.680 şişe kaçak içki yönünden dosya arasında bulunan ve soruşturma aşamasında Gümrük İdaresi tarafından hesaplanan KEMT varakasında suça konu eşyanın toplam CIF değerinin 100.800,00 TL, mahkeme aşamasında alınan 23/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise toplam CIF değerinin 16.800,00 TL olarak belirtildiği anlaşılmakla suça konu eşya yönünden hesaplanan bu CIF değerlerine yönelik aradaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
3) Dava konusu kaçak içkilerin 5607 sayılı yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4) İsnat edilen suçu iştirak halinde işledikleri sabit olan sanıkların mahkumiyetine karar verildiğine göre, CMK'nun 326/2. maddesi uyarınca vekalet ücretinin sanıklara eşit olarak yükletilmesi gerekirken, yazılı şekilde müteselsilen alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.