14. Hukuk Dairesi 2012/15010 E. , 2013/1760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.07.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl davada davacı ... ..., 138 ada 12 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 138 ada 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit irtifakı kurulmasını istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., 138 ada 11 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 138 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit irtifakı kurulmasını istemiştir.
Davalılar ... ... ve ... ... davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar ... ..., ... ..., ... ... maliki oldukları 10 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasını kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
Mahkemece, davacı ... ..."e ait 138 ada 12 parsel lehine davalılara ait 138 ada 7,8 ,9 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine; davacı ..."a ait 138 ada 11 parsel lehine davalıya ait 138 ada 9 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit irtifakı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, 138 ada 9 parsel maliki davalı ... ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacılara ait 138 ada 12 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar lehine davalılardan ... ..."e ait 138 ada 9 parsel sayılı taşınmaz aleyhine kurulan geçit ile bu taşınmazın ikiye bölünmesi nedeniyle taşınmazın ekonomik kullanım bütünlüğü bozulmuştur. Bu durumda mahkemece çevredeki tüm kadastrol yolları gösterir daha geniş pafta örneği getirtilmeli, daha uygun alternatifler araştırılarak, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda en uygun yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmelidir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken davalılardan tahsiline karar verilmesi, davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerh ettirilmemesi de yerinde değildir.
Açıklanan nedenlere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 07.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.