14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/15028 Karar No: 2013/1758 Karar Tarihi: 07.02.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/15028 Esas 2013/1758 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2012/15028 E. , 2013/1758 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.11.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 150 ada 18 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalılara ait 150 ada 168 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır. Mahkemece, 150 ada 18 parsel sayılı taşınmaz lehine, 150 ada 168 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dosya içerisinde bulunan 06.07.2011 tarihili fen, mülk ve ziraat bilirkişilerinden oluşan bilirkişi raporu ve ekinde bulunan kroki incelendiğinde, 1 numaralı güzergahta 150 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinden, 2 numaralı güzergahta ise 150 ada 168 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit kurulabileceği belirtilmiştir. Alternatif olarak gösterilen her iki taşınmazın yüzölçümü arasında önemli bir fark bulunmamaktadır. Ancak 168 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit kurulduğunda 9 adet olgunlaşmış kiraz ağacının kesilmesi, ayrıca bir elektrik direğinin de kaldırılması gerektiği belirtildiğinden bu taşınmaz malikine daha fazla külfet yükleneceğinden fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine göre bu alternatif uygun değildir. Bu durumda mahkemece, davacıya ait 150 ada 18 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalıya ait 150 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.