5. Hukuk Dairesi 2013/1565 E. , 2013/5209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının Kutludüğün köyü 343 parsel sayılı taşınmazdan 85/1024 oranındaki hiseyi 03.04.2006 tarihinde davalılar ..., ..., ... ve ..."dan Satın aldığı, satın alma tarihinde tapuda herhangi bir şerh bulunmamasına rağmen, ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 25.12.2008 tarihli yazısı ile davacıya, ... köyü 343 parsel ile ... köyü 52 parsel sayılı taşınmazların mükerrer tescil edildiğinin tespit edilerek, 3402 sayılı Yasanın 22 ve 4721 sayılı TMK"nun 1026. maddeleri uyarınca 343 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin tapudan terkin edileceğinin bildirilmesi üzerine, davacının tazminat istemli işbu davayı açtığı, ancak mahkemece; tapu kaydının iptali halinde davacının iptal işlemine karşı kanun yollarından faydalanması, mülkiyet hakkını kesin olarak kaybetmesi halinde şahsi haklarını kullanabileceği, dava tarihinde tapu kaydı iptal edilmediğinden, davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının hissedarı olduğu Kutludüğün köyü 343 parsel sayılı taşınmaz ile ... köyü 52 parsel sayılı taşınmazın mükerrer olarak tescil edildiği, ... ve ... Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından, kadastrosu ilk yapılan 52 parselin korunup, davacının hissedar olduğu 343 parsel sayılı taşınmazın terkin edileceğinin tapuya şerh edildiği ve bu konu ile ilgili olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesine açılıp 2009/73 esas sayılı dosya üzerinden görülen davada da 52 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kaydın korunmasına karar verildiği, ancak hükmün kesinleşmemesi nedeniyle 343 parselin tapudan terkin edilmediği, tüm dosya kapsamı ile sabittir.
4721 Sayılı TMK."nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde, "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan da TMK"nun 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK"nun 1007. maddesi anlamında tazmini gerektiği muhakkattır. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2010 gün ve 2010/4-349/318 sayılı kararı)
Bu durumda; mahkemece ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/73 esas sayılı dosyasının ve davacıya ait 343 parselin tapu kaydının terkini, bekletici mesele yapılarak, kaydın terkini halinde 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca Hazine"nin sorumlu olduğu gözetilerek, işin esasına girilip talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.