21. Hukuk Dairesi 2019/799 E. , 2019/8047 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirket nezdinde çalışması nedeniyle 15/03/1995 – 30/06/1996 tarihleri arasında eksik, 30/09/1996 – 26/02/2001 tarihleri arasında ise hiç bildirilmeyen sürelerin tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı;
Feri Müdahil SGK vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Ltd ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hak düşürücü süre nedeniyle reddini, davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığnı, davacının müvekkil şirketteki çalışmasının 15/03/1995 tarihinde başlayıp 30/09/1996 tarihide sona erdiğni, bu döneme ait tüm çalışmaların kuruma bildirildiğini herhangi bir eksiğin olmadığını, davacının 09/09/1996 tarihinde yapmış olduğu evlilik nedeni ile kendi isteğiyle işten ayrıldığını, daha sonra yurt dışına giderek yaşamaya başladığı 08/08/1999 tarihinde ise boşandığını, boşandıktan sonra 26/02/2001 tarihleri arasında ise davalının müvekkil şirket bünyesinde ise herhangi bir çalışmasının olmadığını, bu nedenle davacının tazminat alacaklarına yönelik davasının kabulünün tek başına sigortalılığın tespiti talebini içeren dava için kesin delil olarak kabul edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddine,karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece Mahkemesince davacının hizmet tespiti davasının Kabulü ile; Davacının davalı işyerinde,15/03/1995 - 31/08/1995 tarihleri arasında, 14,75 TL ücretle 25 gün, 01/09/1995-31/07/1996 tarihleri arasında 164,97 TL ücretle 141 gün, 01/08/1996-31/07/1997 tarihleri arasında 1.774,80 TL ücretle 360 gün, 01/08/1998-31/12/1998 tarihleri arasında 997,50 TL ücretle 150 gün, 01/01/1999-30/06/1999 tarihleri arasında 1.956,60 TL ücretle 180 gün, 01/07/1999-31/12/1999 tarihleri arasında 2.347,60 TL ücretle, 180 gün, 01/01/2000-30/06/2000 tarihleri arasında 2.754 TL ücretle, 180 gün, 01/07/2000-31/12/2000 tarihleri arasında 2.979 TL ücretle 180 gün, 01/01/2001-26/02/2001 tarihleri arasında, 1.090,88 TL ücretle 56 gün kesintisiz olarak çalıştığının TESPİTİNE, diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, sigortalı gösterilen kısımların dışlanmasına,karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı :
Taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacının isitinaf başvurusu kabul edilmek suretiyle, İlk Derece Mahkemesince kabul kararı verilmiş olmasına rağmen davacının çalıştığı sürelerin yazımında eksik bulunduğu belirtilerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurularak, Davacının hizmet tespiti davasının Kabulü ile; Davacının davalı işyerinde, 15/03/1995 - 31/08/1995 tarihleri arasında, 14,75 TL ücretle 25 gün, 01/09/1995-31/07/1996 tarihleri arasında 164,97 TL ücretle 141 gün, 01/08/1996-31/07/1997 tarihleri arasında 807,30 TL ücretle 345 gün, 01.08.1997 - 31.07.1998 tarihleri arasında 1.774,80 TL ücretle 360 gün, 01/08/1998-31/12/1998 tarihleri arasında 997,50 TL ücretle 150 gün, 01/01/1999-30/06/1999 tarihleri arasında 1.956,60 TL ücretle 180 gün, 01/07/1999-31/12/1999 tarihleri arasında 2.347,60 TL ücretle, 180 gün, 01/01/2000-30/06/2000 tarihleri arasında 2.754,00 TL ücretle, 180 gün, 01/07/2000-31/12/2000 tarihleri arasında 2.979,00 TL ücretle 180 gün, 01/01/2001-26/02/2001 tarihleri arasında, 1.090,88 TL ücretle 56 gün kesintisiz olarak çalıştığının tespitine, diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, sigortalı gösterilen kısımların dışlanmasına, karar verilmiştir.
E) Temyiz Nedenleri Davalı ... Ltd ŞTİ vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacının 09/09/1996 tarihinde evlendiğini ve evlilik nedeni ile müvekkil şirketteki çalışmasına kendi isteği ile son verdiğini, davacının işten ayrıldıktan sonra bir süre yurtdışında yaşadığı, 08/04/1999 tarihinde ise boşandığını iddia etmiş olmalarına karşın bu savunmaları hakkında hiç bir araştırma yapılmadığını, dosyaya ibraz edilen 21/02/2001 tarihli hizmet sözleşmesinin aksinin yazılı belge ile ispatı gerekirken ispat edilmeden 30/09/1996 – 26/02/2001 tarihleri arasında çalıştığının kabulünün hatalı olduğunu, işçilik alacağı davasında dinlenen davacı tanıklarının beyanın bu dosyada değerlendirilmediğini, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, tanıklarının davacının 1996 yılında evlenerek işyerinden ayrıldığını ve yurtdışına gittiğini, daha sonra 2001 yılında yeniden müvekkil şirkette çalışmaya başladığını açıkça beyan ettiğini, dahası bilirkişi, raporunun "tespit" kısmında dinlenen tüm tanık beyanlarını özetlemiş ancak "değerlendirme" kısmında davacının işyerindeki çalışma durumunu net olarak ifade eden tanıkları ... ile bordro tanığı ..."nın davacının işyerinde hiç çalışmadığına ilişkin beyanlarının değerlendirilmemesinin hatalı olduğuna işaretle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Feri Müdahil SGK vekili, İlk derece ve İstinaf mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen kararların usul, yasaya, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğuna işaretle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı ... Ltd ŞTİ ile Feri Müdahil SGK vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 15/03/1995 – 30/06/1996 tarihleri ile 30/09/1996 – 26/02/2001 tarihleri arasında sekreter olarak fiilen çalıştığının tespiti ile bu sürelerde sigortaya bildirilmeyen süre için sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince davacının dava konusu ettiği 15/03/1995 - 26/02/2001 tarihlerinde davalı iş yerinde kesintisiz çalıştığı kabul edilmekle beraber 01/08/1997 – 31/07/1998 tarihleri arasına rastlayan dönem için sigortalılığının tespitine karar verilmediği, Bölge Adliye Mahkemesince bu süre de açıkça hüküm fıkrasında belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 15/03/1995 tarihinde işe giriş bildirgesi verilmek suretiyle davalı şirkette sekreter olarak çalışmaya başladığı, kurum kayıtlarına göre 1995 yılı 3. dönem için kuruma 69 gün, 1996 yılı 1.dönem için 60 gün 1996 yılı 2. dönem için 60 gün 1996 yılı 3 dönem olarak 15 günlük bildirimlerinin bulunduğu, 30/09/1996 tarihinde işyerinden çıkış bildirgesi verilmesine karşın fiilen işyerinde çalışmaya devam ettiği, bu tarihten 2001 yılına kadar kuruma bildirimde bulunmadığı ancak gerek taraf tanıkları beyanları gerekse bordro tanıkları beyanlarına göre davacının kesintisiz olarak çalışmasının devam ettiği, bu dönemin işçilik alacağı davasında da çalışmaya esas süre olarak kabul edildiği, yurtdışı iddiasının işçilik alacağı dosyasında araştırıldığı ve davaya konu dönemde yurtdışında bulunduğunun tespitine dair yapılan araştırmada 27/08/2000 çıkış, 03/09/2000 giriş tarihi hariç bir kaydın bulunmadığının tespit edildiği, kurum kayıtlarında 26/02/2001 tarihli işe giriş bildirgesinin ve 2001/1. döneminde 63 gün kuruma bildiriminin de bulunduğu anlaşılmıştır.
“Taleple Bağlılık İlkesi” başlığını taşıyan 6100 sayılı HMK’nun 26.maddesine göre Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.Bu açıklamalar ışığında somut olayda; davacının dava dilekçesinde fiilen davalı işveren nezdinde çalışmasına karşın SGK’ya bildirilmeyen süreler yönünden sigortalılığının tespitini istediği, davacının prime esas kazanç yönünden bir tespit talebinin olmadığı halde mahkemece talep aşılmak suretiyle davacının çalıştığı tespit edilen süre için asgari ücretin 4,18 katı düzeyindeki ücretle çalıştığının tespitine dair karar verildiği, aynı zamanda dava konusu edilen dönemde, davalı işveren şirket tarafından kuruma bildirilen sürelerin dışlanmasına karar verilmekle beraber bu sürelerin yeniden hüküm altına alınmasına da karar verildiği bu yönüyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğu açıktır.
Mahkemece yapılacak iş, davacının prime esas kazancın tespitine dair bir talebi olmadığı halde bu hususta talep aşımında bulunmayacak şekilde karar vermek ve davacının davaya konu dönemde kuruma bildirilen sürelerinin bulunduğu gözetilerek bu süreleri dışlayarak bir karar vermekten ibarettir.O halde, davalı ve SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.