20. Hukuk Dairesi 2011/17469 E. , 2012/1231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve gerçek kişi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 01.03.2007 havale tarihli dilekçesiyle, ... ilçesi, ... beldesinde yörede 1951 yılında orman kadastro çalışmalarının yapılarak kesinleştiğini, ancak daha sonra 3402 sayılı Yasa gereğince yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının önceki orman tahdit hatlarına uygun olarak geçirilmediğini ve aslında orman niteliğini yitirmeyen taşınmazlar ile ilgili olarak 2/B madde uygulamalarının yapıldığını, bu durumun müfettiş raporları ile saptanması üzerine orman kadastro komisyonu üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak işlem yaptıkları gerekçesiyle ilgiler hakkında dava açıldığını, yine aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının yok hükmünde sayılması talebi ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davanın 16.06.2004 gün ve 2003/268-308 sayılı ilamı ile reddedildiğini ve temyiz edilmesi üzerine de, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.01.2005 gün ve 2004/9267-340 sayılı ilamı ile "Bu nitelikteki davaların, hasımsız olarak açılamayacağı, ancak tapu maliki veya lehine şerh verilen ya da bu dava sonucunda hakkı etkilenecek kişi ya da kişilere yöneltilerek açılması gerektiği" gerekçesi ile hükmün onandığını belirterek, davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olan ve beyanlar hanesinde 2/B madde sahasında kaldığı konusunda şerh bulunan çekişmeli ... beldesi, Bürücek mahallesi 495 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkında 2/B madde uygulamasının yok hükmünde oluştuğu kabul edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, "Çekişmeli taşınmazın yörede 1951 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğunu, daha sonra yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkartılmış ise de, öncesi orman olan taşınmazlar üzerindeki orman ağaçlarının kesilmesi, delicelerin aşılanması, orman bitkilerinin köklenerek tarım arazisi haline getirilmeye çalışılması veya üzerine yazlık evler yapmak sureti ile doğal olmayan yöntemler ile ormanların yok edilmesinin Yasanın öngördüğü nitelik kaybı sayılmayacağı, orman kadastro komisyonunun görevini kötüye kullandığı konularında davalar açıldığı, taşınmazın orman niteliğini yitirmediği, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesinin amacının artan konut ihtiyacını gidermek ve bu nedenle orman vasfını yitirmiş yerlerden faydalanmak olmadığı, ayrıca 2/B madde uygulamasının usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, uzman bilirkişilerce verilen raporda taşınmazdan el çekilmesi halinde yeniden ormana dönüşebileceğinin de belirtildiği" gerekçeleri ile davanın KABULÜNE ve dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine ve gerçek kişi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz ile tapu iptal ve tescil niteliğindedir.
... beldesinde 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğu, daha sonra 1990 yılında 80 nolu orman kadastro komisyonu tarafından 3402 sayılı Yasa gereğince yapılacak çalışmalara esas olmak üzere yapılıp 03.06.1998 - 03.07.1998 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Yörede 1996 yılında yapılan ve 03.06.1998 ila 03.07.1998 tarihinde ilan edilen arazi kadastrosunda çekişmeli 509 ada 14 parsel sayılı 324 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken, orman niteliğini kaybettiği nedeniyle 2/B uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından söz edilerek Hazine adına tespit ve tapuya kayıt edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi uyarınca; "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre "bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" hükümleri uyarınca davalılar aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağından, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 2, 3 ve 4 numaralı bendlerinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 2 numaralı bent olarak "" 2- 3402 sayılı Yasaya 6099 sayılı Yasa ile eklenen 36/ A maddesi ile geçici 11. maddesine göre; davacı ... Yönetiminin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve aynı Yasa hükmü gereğince davacı ... Yönetimi yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HYUY" nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 06/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.