13. Hukuk Dairesi 2016/27122 E. , 2019/9692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki çekişmenin önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı SGK tarafından 09.02.2015 tarih ve 2015/22 sayılı kararla işletmiş oldukları hastanelerine 108.000,00 TL cezai işlem uyguladığını, cezai şarta konu olan işlemin muayene olmayan hastaların sanki muayene olmaya gitmişler gibi yansıtıldığından bahisle davalı kurumun zarara uğratılması olduğunu, ancak bahsi geçen hastaların ve ailelerin bizzat hastaneye giderek tedavi görüp taburcu olduklarını ileri sürerek uygulanan 108.000,00 TL cezai işlemin ve verilen kararın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile, davalı SGK tarafından muayene olmayan hastaların muayene olmuş gibi gösterildiği gerekçesi ile haksız olarak uygulandığı ileri sürülen 108.000,00 TL cezai işlemin iptalini istemiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. Dosyada aldırılan bilirkişi kurul raporunda iki üye 01/03/2012 tarihinden itibaren biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapılmasının zorunlu hale getirildiği, bu işlem yapılmadan medula sisteminden provizyon alınmasının mümkün olmadığı, kesintinin yerinde olmadığı şeklinde görüş bildirmiş, muhalif kalan bilirkişi Birgül Doğan ise ayrıca düzenlemiş olduğu raporunda özetle; biyometrik kimlik kullanımının 01/12/2013 tarihinde zorunlu hale geldiğini, özellikle acil hallerde bu uygulamanın zorunlu olmadığını, hasta kabulün biyometrik kimlik doğrulama uygulaması suretiyle gerçekleştirildiğine dair bilgi ve belge mevcut olmadığını bu nedenle uygulanan 108.000,00 TL cezai şart işleminde mevzuata aykırı bir yön bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece, bilirkişi kurul raporundaki muhalif görüş hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de; bilirkişi kurul raporundaki görüşler arasında çelişkiler söz konusu olup, mahkemece bu çelişkiler giderilmeden karar verilmiştir. Hal böyle olunca, konusunda uzman bilirkişi heyeti aracılığıyla yeniden inceleme ve araştırma yapılmalı, rapordaki muhalif görüşler tek tek irdelenmeli, biyometrik kimlik kullanımının yasal olarak ne zaman zorunlu olduğu, hangi hallerde uygulanmadığı hastaların muayene oldukları tarihler de incelenerek raporda açıklanmalı, tarafların raporlara yaptığı itirazlar karşılanmalı, gerekirse hastalar tanık olarak dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu yönler gözardı edilerek bilirkişi raporundaki muhalif görüş esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.