1. Hukuk Dairesi 2017/2079 E. , 2020/1795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ... ile ...’nun ... ada ... (eski ... ada ...) parsel ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazların paydaşı iken, imar çalışmaları sırasında taşınmazlar semt spor sahası olarak planlandığından belediye tarafından paylarının bağışlanmasının talep edildiğini ve mirasbırakanların da semt spor sahası yapılması amacıyla taşınmazlardaki paylarını belediyeye bağış suretiyle devrettiğini ancak taşınmazlarda semt spor sahası yapılmadığını ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazların kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bağış koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1322 doumlu mirasbırakan ...’nun 07.04.2004 tarihinde, 1936 doğumlu mirasbırakan ...’nun ise 19.10.2010 tarihinde öldüğü, geride davacılar ile birlikte dava dışı ...’nin mirasçı olarak kaldığı, çekişme konusu ... ada ... (... ada ...) parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan ...’un .../..., mirasbırakan ...’ın .../... payını 22.04.1996 tarihinde, ... ada ... parsel sayılı taşınmazda ise mirasbırakan ..."un .../... payını 11.02.2000 tarihinde kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak davalı belediyeye bağış suretiyle devrettikleri, eldeki davanın 24.10.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246. TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
Öte yandan, TBK."nun 297/3.madde hükmüne göre; bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilir. Bu durumda davacıların mirasbırakanların payına ilişkin açtıkları bu davada mirasbırakanların ölüm tarihi gözetildiğinde 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği tartışmasızdır.
Hâl böyle olunca, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.