20. Hukuk Dairesi 2012/738 E. , 2012/1219 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... beldesi, ... mahallesi ... Tepesi mevkiinde bulunan 1 adet taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisinin 13.10.2009 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 3634,08 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 16.08.1966 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1976 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile 23.01.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, taşınmazın (A) işaretli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına 3402 sayılı Yasa uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği koşullarının oluştuğu kabul edilerek karar verilmişse de ayrı tarihlerde yapılan keşiflerde ziyedlik bulunduğu belirtilen taşınmaz bölümlerinin yüzölçümleri farklı belirlendiği gibi ziraat mühendisi bilirkişi Dr. ... tarafından düzenlenen 01.07.2008 tarihli raporda 1956, 1978 ve 1987 yılı hava fotoğraflarının çekim tarihlerinde herhangi bir imar-ihya işleminin olmadığı, arazi kullanımının ise lokal bölgelerde oluşmuş topraklar üzerinde 20 yıl kadar önce başladığı belirtilmiş olmasına karşın jeoloji yüksek mühendisi bilirkişi Savaş ... ve ziraat yüksek mühendisi ... tarafından müşterek düzenlenen 20.10.2009 tarihli raporda ise taşınmazın üzerindeki ağaç ve yaşları, mevcut toprak organik maddesi -bitki kalıntıları- taşlılık ve toprak strüktüründen anlaşıldığı üzere 25-30 yıl önce imar-ihyasının tamamlanmış olduğunun belirtilmesi nedeniyle taşınmazda imar-ihya olgusunun bulunup bulunmadığı, varsa ne zaman başlayıp ne zaman bitirildiği konusunda dosya arasındaki bilirkişi raporları birbiriyle çelişkilidir. Çelişen bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağı gibi bu raporlardan hangisine dayanıldığı, hükme esas alınan raporun neden üstün tutulduğu da gerekçeli kararda açıklanmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle dava tarihinden en az 20 yıl önceki tarihlere ait stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir jeoloji mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dava konusu taşınmazın, daha önceden Dairenin incelemesinden geçen dosyalardan anlaşıldığı kadarı ile (2010/4424-201/7932 E.K., 2010/4411-2010/7934 E.K., 2010/4425-2010/7936 E.K.) yörede bulunan ve kireçtaşlı kaplı alanlarda dar ve sınırlı toprak kaplı alanların kelete olarak adlandırıldığından, dava konusu taşınmazın bu nitelikteki alanlardan olup olmadığı, doğal hali ile bulunup bulunmadığı, imar-ihyanın yalnızca bu kelete alanlardaki taşların temizlenmesi suretiyle mi yapıldığı, öncesinin ne olduğu, imar-ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; taşınmazın imar planı dışında olduğu belirlendiğine göre dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıl önceki tarihlere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin, kullanım süresinin ve kullanıma ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılarak tanık ve yerel bilirkişi beyanları denetlenmeli; taşınmazın ve geniş çevresinin fotoğrafları hakim denetiminde çektirilerek dosyaya konulmalı, taşınmazın bulunduğu yere ait topoğrafik haritalar üzerinde yapılacak inceleme ve keşifte klizimetre ile yapılacak ölçümleme ile taşınmazın gerçek eğim durumu ile eğim durumu itibariyle ziraata elverişli olup olmadığı, hali hazırda ziraat yapılan yerin yüzölçümü tam ve doğru olarak belirlenmeli; tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA 06/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.