Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3408
Karar No: 2017/725
Karar Tarihi: 12.04.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3408 Esas 2017/725 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3408 E.  ,  2017/725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli 6. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.05.2013 gün ve 2012/372 E.-2013/231 K. sayılı kararın temyiz incelenmesi davalı ... Paz.Dağ.A.Ş. vekilince istenilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 05.02.2015 gün ve 2014/26641 E.-2015/3272 K. sayılı kararı ile;
    "…Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalılar arasındaki ihale sözleşmesinin sona ermesi üzerine iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ile yıllık izin ücretlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... ve Dağıtım Şirketi vekili, davacı ile müvekkili arasında iş ilişkisi bulunmadığını, bayilik sözleşmesi uyarınca diğer davalı şirketin kendi nam ve hesabına faaliyet gösterdiğini, aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... şirketi davaya cevap vermemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, dosyadaki delillere bilirkişi raporuna göre hafta tatil isteğinin reddine diğer isteklerin kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Hüküm davalı ... ve Dağıtım Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz daha önce o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
    Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
    Dosya sunulan davalılar arasında imzalanan bayilik/distribütörlük sözleşmesi kapsamında işi üstelenen şirketin, bira ve malttan mamül ürünleri her tip, marka ve türünü sözleşme hükmü ve esaslarına tamamen uymak kayıt ve şartı ile kendi nam ve hesabına depolayacağı, pazarlayacağı, dağıtım ve satışını yapacağı belirtilmiştir.
    Somut olayda davacı, Dağlaroğlu Pazarlama Şirketi işçisi görünmesine rağmen Efes Dağıtım ve Pazarlama şirketinin satış ve pazarlama işlerini yaptıklarını iddia etmiştir. Davalı ... ve Dağıtım Şirketi ise diğer davalı şirketin bayilik (distribütörlük) sözleşmesi kapsamında kendi nam ve hesabına faaliyet gösterdiğini davacının da bu şirket işçisi olduğunu ileri sürmüştür. Davalılar arasındaki bayilik (distribütörlük) sözleşmesi içeriğinden davalı ... Şirketinin münhasıran efese ait bira veya malt ürünlerinin depolama, satış ve pazarlama işi üstlenip üstlenmediği diğer bir anlatımla bu ürünleri dışında başka firmaya ait çeşitli ürünlerinde satış ve pazarlama işini yapıp yapamayacağı anlaşılamamaktadır. Anılan sözleşmenin 6. maddesi ile işi yüklenen şirkete, yazılı izin almadan herhangi bir bira veya malt ürünü için bayilik/distibütörlük sözleşme yapma yasağı getirilmiştir. Mahkemece davalı ... Şirketinin efes ürünleri dışında başkaca gerçek ve tüzel kişilere ait ürünlerin (çeşit ayrımı olmaksızın) dağıtım, satış ve pazarlama işlerini yapıp yapmadığı araştırılarak, bunun sonucunda münhasıran bayilik (distribütörlük) sözleşmesi kapsamındaki ürünleri depolama, satış ve pazarlanmasın yapıldığını saptanması durumunda davalılar arasında 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin altıncı fıkrasında açıklanan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulmuş olduğunun kabul edilmesi gerekir. Açıklanan bu durum “üretimin yapıldığı işyeri” ile salt bu ürünün pazarlaması ve satışı için yapılan sözlşemelere ilişkindir.
    Bayilik (distribütörlük) sözleşmesinde ürünlerin depolama, dağıtım, satış ve pazarlama işinin yapılacağı yer, kullanılması gereken araç ve yöntemler tüm ayrıntısı açıklanarak işi üstlenen şirketin bu kurallara sıkı sıkıya uyması gerektiği belirtilmiştir. Olayda Dağlaroğlu Pazarlama şirketinin sözleşme konusu üretimi yapan işyerinden mi yoksa bu işyerine ait ürünleri pazarlamak için kurulmuş başka tüzel kişiden mi devraldığının tesbiti önemlidir. Bu kapsamda tartışılması gereken konu davalı ... ve Dağıtım şirketinin üretim işi yapıp yapmadığı, salt pazarlama ve dağıtım işi yapıyorsa bu asıl işini devredip etmediğidir. Davalı şirketlerin faaliyet alanlarını gösteren kuruluş sözleşmeleri ve varsa bunlarda değişiklik yapan ticaret sicil kayıtları getritilerek, bayilik (distribütörlük) sözleşmesi ile faaliyet alanlarına ilişkin dosyadaki bilgiler incelenip davalı ... ve Dağıtım ile Dağlaroğlu Pazarlama Şirketi arasındaki ilişinin yukarıda açıklanan kanun ve ilkeler uyarınca muvazaalı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir…"
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkili işçinin işine haklı bir neden olmaksızın son verildiğini, davalı şirketler arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu, talep konusu alacaklardan asıl işveren sıfatıyla davalı ... Paz. Dağ. A.Ş.’nin de sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ile son aya ait ücret ve prim alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Paz. Dağ. Tic. A.Ş. vekili diğer davalı şirket ile aralarında bayilik sözleşmesinin mevcut olduğunu, bayilik sözleşmesi uyarınca davalı ... Ltd. Şti.’nin müvekkili şirketin pazarlama ve satışını üstlendiği bira ve malttan mamul ürünlerinin her tip, marka ve türünü sözleşme hüküm ve esaslarına tamamen uymak kayıt ve şartıyla kendi nam ve hesabına depoladığını, pazarladığını, dağıttığını ve satışını yaptığını, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığından talep konusu alacaklar yönünden taraf sıfatının bulunmadığını ve davanın müvekkili yönünden sıfat yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
    Diğer davalı ... Paz. Dağ. San. Tic. Ltd. Şti. yargılamayı takip etmediği gibi cevap da vermemiştir.
    Yerel Mahkemece davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve işçilik alacaklarından her iki davalının müştereken sorumlu olduğu kıdem ve ihbar tazminatı; yıllık izin, fazla çalışma ile genel tatil alacakları yönünden davanın kısmen kabulüne, hafta tatili, ücret ve prim alacakları yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
    Davalı ... ve Dağıtım Tic. A.Ş. vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece başlık kısmında gösterilen karar ile bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece gerekçe genişletilmek suretiyle önceki hükümde direnilmiştir.
    Direnme kararı, davalı ... ve Dağıtım Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, mahkemece verilen ilk kararın Özel Dairece bozulması üzerine davalı .... A.Ş. vekili tarafından Özel Daire bozma kararında maddi hata yapıldığı gerekçesiyle maddi hata talep dilekçesi verildiği, mahkemece maddi hata talebi nedeniyle dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devamla direnme kararı verildiği, direnme kararının temyizi üzerine Özel Dairece davalı .... A.Ş. vekilinin dilekçesinin reddine, bozma kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle direnme kararının temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kuruluna ait olup dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verildiği somut olayda; mahkemece maddi hata talebine rağmen dosyadan el çekilip maddi hata incelemesi için dosyanın Yargıtay’a gönderilmeyip yargılamaya devamla direnme kararı verilmesi nedeniyle usulüne uygun bir direnme kararı bulunup bulunmadığı, mahkemece yargılamaya devamla direnme hükmü kurulması sonucu davalının hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği, Özel Dairece gönderme kararında karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesinin sonucu değiştirip değiştirmeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
    İş mahkemesi kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez. Ancak Yargıtay kararında maddi hata yapılması halinde ilgili karar maddi hata nedeniyle yeniden inceleme konusu yapılabilir. Karar düzeltme yolu kapalı olan Yargıtay kararlarına karşı maddi hata nedeniyle yeniden inceleme yapılabileceği 07.06.1944 gün ve 1942/40 E., 1944/22 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.
    Maddi hata dilekçesi, kararında maddi hata bulunduğu belirtilen Yargıtay ilgili dairesince incelenip karara bağlanır. Düzeltilmesi istenilen Yargıtay kararına karşı verilen maddi hata dilekçesi ile ilgili olarak mahkemece ret ya da kabul kararı verilmesi mümkün değildir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece verilen ilk kararın Özel Dairece bozulması üzerine davalı ... Paz. Dağ. Tic. AŞ vekilince bozma kararının maddi hataya dayandığına dair 04.05.2015 tarihli dilekçe sunulduğu; ayrıca 07.05.2015 tarihli duruşmada “öncelikle dosyanın maddi hata tavzih nedeniyle Yargıtay’a iadesini“ talep ettiklerini beyan etmesine rağmen mahkemece aynı duruşmada 2 numaralı ara karar ile “Davalı ... Paz vekilinin dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi yönündeki talebinin reddine” şeklinde ara karar ile bu talebin reddine karar verildiği, davalı ... Paz. Dağ. AŞ vekilinin bu ret kararını 07.05.2015 tarihinde temyiz ettiği; 19.06.2015 havale tarihli dilekçesi ile de maddi hata talep edildiği halde dosyanın maddi hata incelemesi için Yargıtay’a gönderilmediği, sadece maddi hata talep dilekçesinin gönderildiğini bu nedenle dosyanın maddi hata incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesini istediği, mahkemece aynı tarihli havale ile “daha önce karar verdik dosyasına koyalım dilekçe verenin dilekçesini Yargıtay’a göndermekte muhtariyetine” şeklinde şerh düşerek dilekçeyi havale ettiği; davalı ... Şirketi vekilinin 02.07.2015 tarihli duruşmada öncelikle maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunduğunu, bu talebin reddedildiğini, bu ret kararının temyiz edildiğini dolayısıyla öncelikle bu temyiz kararının sonucunun beklenmesi gerektiğini, akabinde uyup uymama hususunda karar verilmesinin gerekeceğini beyan etmesine rağmen mahkemece maddi hata talebi yönünden olumlu/olumsuz bir karar verilmeksizin yargılamaya devamla direnme kararı verildiği görülmüştür.
    Hal böyle olunca davalı .... A.Ş. vekilinin Özel Dairenin bozma kararına karşı verdiği maddi hata dilekçesi dikkate alınarak mahkemece dosyadan el çekilip maddi hata dilekçesinin incelenip sonuçlandırılması için dosyanın Özel Daireye göndermesi gerekirken ara karar ile bu talebinin reddine karar vermesi hatalıdır.
    Bu nedenle mahkemenin 07.05.2015 tarihli duruşmada verdiği dosyanın Yargıtay’a gönderilmesine ilişkin talebin reddine dair iki nolu ara kararı ile hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkını ihlal edecek şekilde maddi hata talebi Özel Dairece incelenip sonuçlandırılması beklenilmeksizin verilen direnme kararı ortadan kaldırılarak maddi hata dilekçesinin incelenmesi ve sonuçlandırılması için dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle;
    Mahkemece 07.05.2015 tarihli duruşma zaptının “ Davalı ... Paz.A.Ş. vekilinin dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi yönündeki talebinin reddine, esasa ilişkin ise bozma kararına uyup direnmeye göre değerlendirme yapılmasına” ilişkin iki nolu ara kararı ile buna dayanarak verilen direnme kararı ORTADAN KALDIRILARAK maddi hata talebinin incelenip sonuçlandırılması için dosyanın 22. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi