Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3556
Karar No: 2017/723
Karar Tarihi: 12.04.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3556 Esas 2017/723 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3556 E.  ,  2017/723 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.11.2012 gün ve 2012/507 E., 2012/721 K. sayılı kararın temyiz incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 03.12.2014 gün ve 2013/3559 E., 2014/36716 K. sayılı kararı ile;
    "...A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, iş akdinin haksız ve önelsiz bir şekilde davalı işveren tarafından feshedildiği iddiasıyla kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacıya kıdem tazminatının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlara, bozma ilamına ve bilirkişi raporuna dayanılarak isteğin kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı avukatı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı, fazla çalışma alacağı talebinde bulunmuş olup, işyerinde üçlü vardiya sistemi ile çalışıldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu çalışma sisteminde, fazla çalışma yapılması imkanı bulunmamaktadır. Davalı tanıkları işçi eksiği bulunmadığını, mazeret nedeniyle işe gelemeyen olursa açığın vardiyanın diğer çalışanları tarafından kapatıldığını ifade etmişlerdir. Ayrıca 3"lü vardiya halinde fazla çalışma yazılı delil ile ispatlanabilir. Bu durumda fazla çalışma olgusunun kanıtlandığından söz edilemez. İşyerindeki çalışma sistemine uygun olmayan tanık beyanlarına itibarla talebin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece; kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacakları yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı işveren vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur. Mahkemece; önceki gerekçe genişletilerek direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davalı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olayda taraflar arasında üçlü vardiya ile çalışıldığı sabit ise de özellikle davalı işveren tarafından üçlü vardiya çalışma saatlerinin açıkça belirtildiği de dikkate alındığında belirtilen bu saatler arasında çalışılması halinde davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, burada varılacak sonuca göre de davacı işçinin fazla çalışma alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasına girilmeden önce, dava konusu fazla çalışma alacağının miktarı itibariyle direnme kararına karşı temyiz yasa yolunun açık olup olmadığı ön sorun olarak incelenmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanunun 450 nci maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, Hukuk Muhakemeleri Kanununda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
    Bu bağlamda 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3 üncü maddesi;
    “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanun’un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (2) Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (3) Bu Kanunda Bölge Adliye Mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.”
    hükmünü içermektedir.
    Yukarıdaki madde metninden, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1 inci maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.
    Direnme kararının verildiği 21.04.2015 tarihinde bu miktar 2.080,00-TL’dir.
    16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
    Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, Yerel Mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

    Yeri gelmişken eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar vardır:
    Davacı eldeki alacak davası ile diğer alacakları yanında fazla çalışma alacağının da tahsilini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma alacağının net 1.815,11-TL olarak hesaplandığı, mahkemece hakkaniyet indirimi uygulanmak suretiyle 1.270,57-TL fazla çalışma alacağının hüküm altına aldığı anlaşılmıştır. Hüküm altına alınan bu miktarın direnme kararının verildiği 21.04.2015 tarihinde temyiz kesinlik sınırı olan 2.080,00-TL’nin altındadır.
    Mahkemece verilen karar, Özel Dairece sadece fazla çalışma alacağına yönelik olarak bozulmuş, diğer işçilik alacakları yönünden bir bozma nedeni yapılmadığından hükmün bu kısmı kesinleşmiştir.
    Şu hale göre bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle davacının talep edebileceği fazla çalışma alacağının 2.080,00-TL’nin altında olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
    Direnme kararının verildiği 21.04.2015 tarihinde, temyiz (kesinlik) sınırı 2.080,00-TL olmakla, direnme kararı miktar itibariyle açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, davalı işveren vekilinin temyiz isteminin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı işveren vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi