Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı tarafından trafik sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteğinin meydana gelen kazada hayatını kaybedettiğini açıklayıp, fazlaya ilişkin haklarının saklın kalmak kaydıyla, 8.000 TL"nin destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 3.920,13 TL"sinin kaza tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı küçük İbrahim S.E. 2009 doğum tarihlidir. Raporu hükme esas alınan bilirkişi bu davacı için 18 yaşının sonuna kadar destek zararı hesaplaması yapmıştır. Ülkenin değişen ve gelişen ekonomik koşulları, üniversite ve üniversite mezunu sayısının çoğalması, davacıların ikamet ettiği yeri ve aile durumları dikkate alındığında, davacı çocuğunda kuvvetle muhtemel üniversite eğitimi alacağının kabulü gerekmektedir. Mahkemece; davacı küçüğün üniversite okuyacağı kabul edilmeli ve bilirkişiden bu hususta ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. 2-Kaza tespit tutanağında; kaza tarihi olarak 29.9.2010 tarihi belirtilmiştir. Mahkeme; gerekçeli kararında 29.9.2011 tarihinde kazanın meydana geldiğini ifade etmiştir. Hüküm fıkrasında ise "kaza tarihinden itibaren" ibaresi kullanılarak faiz açıkça belirtilmemiştir. HMK.’nın 297. maddesi uyarınca, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm verilmiş olması da doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 26/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.