14. Hukuk Dairesi 2012/15243 E. , 2013/1700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.03.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydında "... İlik: ..." olarak yazılan adının "...: ..." olarak ve 1932 olarak kadastro tutanağında yazan doğum tarihinin 1956 olarak düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın doğum tarihi düzeltilmesi istemine ilişkin olarak reddine, soyisim düzeltilmesi istemine ilişkin olarak kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında
malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağında 1956 tarihinde harici satış senedi ile ... oğlu ... İlik"e satışından adına tespit edildiği, tapu kaydının da 08.06.1965 tarihinde kesinleşen kadastro tespitine dayandığı, kadastro tutanağında tapu kayıt maliki ... oğlu ... İlik"in 1932 doğumlu olduğunun belirtildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ... ilçesi ... mahallesi nüfusuna kayıtlı, 1956 doğumlu davacı ..."in aynı tarihli harici satış sözleşmesi ile dava konusu taşınmazı nasıl edindiği üzerinde durulmamış, davacının üstsoyunu ve kardeşlerini gösterir nüfus kaydı getirtilerek gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle oluşan sonuca göre bir karar vermek gerekirken usulüne uygun nüfus araştırması yapılmadan davanın ispatlandığı sonucuna varılarak hüküm tesis edilmiştir.
Eksik inceleme ve araştırma sonucu mülkiyet nakline sebep olunacağı kuşkusu taşıyacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 07.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.