Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/16987 Esas 2012/581 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16987
Karar No: 2012/581
Karar Tarihi: 12.01.2012

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/16987 Esas 2012/581 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2011/16987 E.  ,  2012/581 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Dava dilekçesinde suya müdahalenin men"i istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, öteden beri davacı köy halkının kullandığı kaynak suyunun davalı köy tüzel kişiliği tarafından ... projesi kapsamında içme suyu olarak götürülmek istendiğini ileri sürülerek müdahalenin men-i istenilmiş; mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, öncelikle davalı Köy Tüzel Kişiliği tarafından götürülmek istenen içme suyu hakkında verilmiş bir tahsis kararı bulunup bulunmadığının araştırılıp saptanması ve eğer böyle bir karar varsa; o zaman bu karar idari yoldan ortadan kaldırılmadıkça davaya bakılamayacağının, gözönünde bulundurulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Her ne kadar ... İl Özel İdaresi Plan Proje Yatırım ve İnşaat Müdürlüğünün 24.06.2009 tarihli cevabi yazısında tahsis kararının olmadığı belirtilmiş ise de, bu konuda etraflıca araştırma yapılarak Köylere Hizmet Götürme Birliği ve Kaymakamlık makamına yazı yazılarak, niza konusu su ile ilgili bir tahsis kararı alınıp alınmadığının araştırılması zorunludur. Tahsis kararının bulunmadığının tespit edilmesi halinde yargılamaya devam edilmesi gerekir. Kural olarak, genel sulardan herkes kadim ve öncelik haklarını ihlal etmemek şartı ile faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Somut olayda, dava konusu kaynak suyunun genel su niteliğinde bulunduğu belirtilmiş ancak davalı köy tüzel kişiliğinin sudan kadim yararlanma hakkının bulunup bulunmadığı net olarak tespit edilememiştir. Mahkemece yapılan keşif ve sonucunda alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Davalı ve davacı tarafın suya olan ihtiyaçları tespit edilmemiş, niza konusu su kaynaklarından başka yararlandıkları su bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır.Bu durumda suların en az olduğu dönemde mahallinde yeniden mahalli bilirkişi ve tanık anlatımları alınmalı öncelikli kullanım durumu açıklığa kavuşturulmalı, resmi birimlerden her iki köyün nüfus, hayvan ve sulanabilir arazi miktarı araştırılmalı, zirai bilirkişiden tarafların ihtiyaç durumları bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmeli fiilen yararlandıkları sular varsa bunların debisi ve katkısı jeoloji bilirkişi yardımı ile belirlenmeli, ihtiyaçlarına yetip yetmeyeceği saptanmalı ve ondan sonra, içme suyu ihtiyacının sulama suyu ihtiyacına nazaran öncelik taşıdığı hususu da nazara alınıp, herkesin ihtiyaçları oranında yararlanabileceği bir su rejimi kurulması cihetine gidilmelidir.O halde; belirtilen şekilde işlem, inceleme ve değerlendirmelerin yapılarak sonuçlarına uygun karar verilmesi gerekirken, bu yönlerden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.